Pazartesi, Kasım 21

Nasıl Yıldız Olunmaz


Futbolcuların daha çok konuşması, daha çok yazması lazım. Kendilerini daha çok ifade etmeliler. Özellikle ülkemizde bu konuda çok büyük bir sıkıntı var. Kitap okumayan bir millet olduğumuz için, spor kitaplarının az çıkmasından yakınacak değilim. Ne kadar arz o kadar talep. Esas problem, bu kadar çok futbol konuşulan bir yerde sahanın içinden gelenin ağzına bant, kalemine silgi vurulması...

Ergin Keleş, son yıllarda saha dışı tavırlarıyla dikkatimi çeken bir oyuncuydu. Son yıllar dediğim aslında herkesten önceydi; 2015'ler falan... Bu kadar 'ciddi' konuşmuyordu ama farklıydı. Ve eğlenceliydi.

Sonra bir 29 Ekim haftasında, maç sonu politik düzlemde değerlendirilebilecek bir açıklama yapınca çok popüler oldu. Twitter'ı da etkili kullanıyordu. "Anadolu topçusu" olduğu için gözden uzak tutulan adam, bir anda ilgi odağı haline geldi.

Belki bunun sonucunda, belki de Ergin Keleş'in hep aklında olan bir fikirle; "Madem bu kadar merak ediliyor cümlelerim, o zaman kitaba dökeyim" düşüncesi gerçek oldu.

Kitap bu senenin Mayıs ayında çıktı. Aslında ortamlarda konuşulduğu kadar iyi bir kitap olduğunu sanmıyordum. O yüzden merakım da çok üst seviyede değildi. Fakat arkadaşım Hasan, kitabı hemen satın alıp okuyunca, bana da verdi. 

Düşüncelerim kitabın ilk sayfasını okuyunca da değişmemişti. Tanıl Bora'nın imzasını görünce, belki de bir gölge yazarlık durumu olabileceğini de düşündüm.

Fakat yanılmışım. Halen edebi açıdan çok da güçlü bir kitap olmadığını belirtebilirim. Fakat bu bir eksiklik değil. Tam tersi; tam da aradığımız nokta... Kitap Ergin'in kaleminden çıkmış, onun içindekiler sayfalara dökülmüş. Belli ki kimse karışmamış. Oldukça saf bir kitap. Bu açıdan da çok değerli.

Karim Benzema ile farklı yollara ilerlemesi, Ziya Erdal, Ekrem İmamoğlu, İshak Doğan ile olan anıları çok iyi. Aslında kitabın biraz sıkıntısı bu olabilir. Çok fazla anı var.

Aslında anılar güzeldir ve futbolcuların anılarını her zaman merak ederiz. Şu anda hem cümle hem de anlattığı cümle ile konu arasında bağlantı kuramayan eski futbolcuların Twitch'te, Youtube'da anlattıkları anıları bile merakla izliyoruz. İlgi çekici hepsi. Zira yıllarca işin bu alanı, burada olanlar bitenler saklandı bizden.

Ergin'in kitabında çok fazla anı var. Anıların sonu ise biraz "Türkiye 'deki futbol ortamı"na veryansın ile birleştirilmiş. Bir noktadan sonra kitap kendini tekrar ediyor gibi oluyor. Bunu da eleştirmek için belirtmiyorum, kitabı okumayanlar için büyük bir beklenti oluşmasın. Futbol dünyamızda bir "devrim" değil bu kitabın yazılması. Fakat varlığı çok önemli...

Ben memnunum kendi adıma. Fakat başkalarından olmasa da Ergin Keleş'ten daha fazlasını talep edebiliriz. Oyuna, ortama, ülkeye dair fikir üretebilecek birinden bahsediyoruz. Henüz bu kısımlar çok güçlü değil ama kitapta potansiyelini hissettiriyor. Yani aslında tıpkı Ergin'in kariyerinin ilk yılları gibi kitap... Eğlenceli, farklı, potansiyelli, daha iyisi olabilir...

O nedenle yeni bir kitap bekliyoruz...


Hiç yorum yok: