Salı, Kasım 15

Türkiye ve İskoçlar

Herkes gider Katar'a biz gideriz Diyarbakır'a...

A Milli Takım, Dünya Kupası arası nedeniyle toplanıyor ama sadece hazırlık maçı yapabiliyor. İskoçya ile oynayacağımız karşılaşma kağıt üzerinde formaliteden bir maç gibi duruyor. Zaten öyle... Büyük ihtimalle açıp izlemem. Fakat son bir haftanın gündemi ile ilginç olaylara gebe olabilir.

Şimdilik oralara girmeyelim. Esas dikkatimi çeken; rakibimiz İskoçya ile ilginç istatistiğimiz. Futbol tarihinin ilk milli takımlarından biri olan İskoçya ile daha önce bir kez karşılaşmışız. O da bir hazırlık maçı. 62 sene önce... 

1960 yılında Ankara'da oynanan maçtan bu yana hiç oynamamışız. Koca bir kuşak ve hatta daha fazlası hiç İskoçya maçı görmemiş. Onca alakasız takımla maçımız var, mesela 1990'larda kurulan Letonya, Hırvatistan gibi takımlarla çok sayıda maç yaptık ama İskoçya ile onca ıvır zıvır turnuvada bile eşleşmemişiz. Bana çok ilginç geldi bu bilgi.

62 sene önceki maçı ise 4-2 kazanmışız. İki gol atan Lefter, tarihimizde İskoçlara en çok gol atan milli oyuncumuz konumunda. Yarın hat-trick yapan çıkmaz ise bu unvanı korumaya devam edecek. Herhalde bir 60 sene daha da sürer...

Bu arada İskoçlara gol atan ilk oyuncumuzun Metin Oktay olduğunu es geçmeyelim. Diğer gol de Şenol Birol'den gelmiş... Aynı anda Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş oyuncusunun gol attığı kaç milli maç var acaba? Bir ara ona da bakmak lazım.

Milli takımlar arasında ilişki kısa sürdüğüne göre, biraz da ligimize bakalım. Yabancı cenneti Türkiye'de, İskoç oyuncu sayısı da az gözüküyor. 

İlk gelen İskoç 1989'daki Ian Wilson'du. Beşiktaş'ın altın döneminde "Gordon Milne'in asker arkadaşı" olarak lanse edilen 31 yaşındaki kenar oyuncusu, benim hatırladığım kadarıyla fena topçu değildi ama çok eleştirilmişti. Tek golünü de Fenerbahçe'ye atmıştı.

Wilson'dan sonraki diğer İskoç için 20 sene bekledik. 2008'de Maurice Ross gelmiş. Geçmiş zaman kullanıyorum, zira ben bu adamı hiç hatırlamıyorum. O sezon lige yükselen Kocaelispor'a devre arasında transfer olmuş. Oysa 5-2'lik Galatasaray maçında da canlı izlemişim. Yine de aklımda yeri yok.

Ardından 2010-11 sezonunda Kenny Miller... Bu adamın olayı çok fırtınalıydı. Önce şampiyon Bursaspor'un Şampiyonlar Ligi'ndeki rakibiydi. Rangers-Bursaspor maçlarında mavi-beyazlı takımda oynadıktan sonra devre arasında Celtic'in renkdaşına transfer olmuştu. Gollerle başladı, henüz ikinci maçında Galatasaray'a gol atmıştı, sezon sona erince ülkeden ayrıldı. Sonrasında bazı açıklamaları da oldu. 15 maçta attığı 5 golle lig tarihinin en golcü İskoç'u olmaya devam ediyor.

Asıl fırtına ise ondan hemen sonra geldi. Kris Boyd... Sadece iki maça çıkabildi. Topla 90 dakikası bile yok. Eskişehirspor'un büyük umutlarla getirdiği adam bir anda ortadan kayboldu. Daha doğrusu ortaya da çıkamadı. İki sezon sonra İskoç liginde 36 maçta 22 gol kaydetti. Boş adam değildi ama bir hayrını göremedik.

Beşiktaş'ın 2012-13 sezonunda kalesine transfer ettiği Allan McGregor herhalde lige en çok damga vuran İskoçtu. Çok tartışıldı. Galatasaray onun oynadığı maçta derbiyi 2-1 kazanmıştı. Hala Rangers'ta oynuyor. Hatta Rangers'ın Galatasaray'ı elediği maçta (2020) ve UEFA Avrupa Ligi finalinde (2022) kadrodaydı.

2015'te Barry Douglas geldi. Konyaspor'da 1.5 sezon geçirdi. Herhalde bu listenin en verimli oyuncusudur. Konyaspor'un Türkiye Kupası kazanan kadrosunda yer aldı. UEFA Avrupa Ligi maçlarında oynadı.

Son olarak da Yeni Malatyaspor'un  getirdiği Stevie Mallan vardı. 2021-22 sezonunda yarım devre oynadı. İyi oyuncu mu kötü oyuncu mu bir türlü anlayamadık. Fakat vücut dilinden Malatya'da mutsuz olduğu belliydi.

Tabi bu oyuncuların hiçbirini yarın izlemeyeceğiz. Zaten bir kısmı futbolu bıraktı. Diğerlerini de milli takım bıraktı. Ayrıca Celticli, futbolcuları da izleyemeyeceğiz, zira kulüp, oyuncuların milli takıma gitmesine izin vermedi. Aslında Diyarbakır'daki bir milli maçta Celtic oyuncularının varlığı değişik bir hava katabilirdi. Bundan mahrum kalacağız. Gerçi gelselerdi de maçı açıp izlemezdik ama olsun... Biz notumuzu düşelim...


Hiç yorum yok: