Perşembe, Nisan 13

Hoş Gelen

 

Sezon başında Samsunspor'un Süper Lig'e çıkacağını tahmin etmiyordum.

Aslında sezon başlamadan önce favorilerim arasındaydı. İyi bir kadrosu vardı. Şehir güçlü duruyordu takımın arkasında. Son dönemde de Süper Lig'i çok istemişlerdi. Ayrıca ligde yatırım yapan çok fazla takım da kalmamıştı, yani öne çıkıyorlardı doğal bir şekilde.

Fakat sezona facia bir şekilde girdiler. İlk yedi maçta sadece iki galibiyet! Bir türlü iyi hoca olup olmadığını anlamadığımız Bayram Bektaş dönemi de o sonuçların ardından anında sona erdi.

Kulübün sahibi başkan Yüksel Yıldırım'ın son yıllarda defalarca uyguladığı fevri kararlarından biri olduğunu düşündüm. Bu fevri kararlar, domino taşı gibi devam ederse (ki edebilirdi) Samsunspor play-off bile yapamadan sezonu noktalayabilir diye düşünüyordum.

Bektaş'ın yerine gelen Hüseyin Eroğlu da bu düşüncemi pekiştirdi. Zira yıllarca Altınordu'da çalışan Eroğlu'nun Samsun gibi baskısı kuvvetli bir şehirde, hem de sezon ortasında aldığı bir kadroyla çok fazla ilerleyemeyeceğini düşünüyordum. Hatta gelir gelmez eski takımı Altınordu'ya yenilince beklentim sıfır noktasına geriledi.

Fena yanıldım. O Altınordu yenilgisinden sonra aylarca (geçtiğimiz hafta sonundaki Göztepe maçına kadar) yenilmediler. Müthiş bir çıkış yakaladılar.

Altınordu'na yenildikleri haftanın sonunda puan durumunda sekizinci sıradaydılar. Tabi ki puan farkları azdı ve lig uzun bir maratondu. Play-off'a da girmek mümkün olabilirdi. Fakat yine de favorilerden biri değildi artık Samsunspor.

Sonrasında Samsunspor yükselişe geçti. Lige çıkabileceğine ikna oldum ama o zaman da muhteşem giden bir Eyüpspor vardı.

Zaten ligi takip edenler sezonun gidişatına hakimdir; o nedenle uzatmayalım. Esas şaşırdığımız yakın zamana kadar 9-10 puan geride olan Samsunspor'un Eyüpspor'u geçip, bir de üzerine sezonun bitmesine altı hafta kala şampiyonluğu garantilemesiydi. Müthiş başarı.

Yanıldım ama yanıldığım için şikayetçi değilim. Samsunspor'u Süper Lig'de görmek güzel olur. Esasında "şehir takımı olsun, taraftarı olan takım gelsin" romantizmini pek sevmem. Kim iyiyse o kazansın Süper Lig biletini. Fakat çok kaliteli keyifli bir Ümraniyespor - Konyaspor maçını izlerken de uyuklamak istemiyorum artık. Tribünler, taraftarlar bu işin coşkusu ve rengidir. İstanbul takımlarının bollaştığı bu dönemde geleneği olan bir kulübün geri dönmesi güzel oldu.

Samsunspor'u en son 2011-12'de izlemiştik Süper Lig'de. Çok ilginç bir sezondu. Daha sonra Serie A yapacak Vladimir Petrovic ile başlamışlardı sezona. İşler berbat gidince yollar ayrıldı.

Ardından Mesut Bakkal geldi. Bakkal'ın ilk maçı Fenerbahçe karşılaşmasıydı. 3-1 kazanmışlardı. Maçın yıldızı Gekas'tı. O da kış transfer döneminde gelmiş, ilk defa Süper Lig'de forma giyiyordu. 11 maçta 8 gol atınca Samsunspor'un da ligde kalma umudu artmıştı.

Fakat sonrasında Gekas ile Mesut Bakkal arasında yaşanan kriz; Yunan oyuncunun şehri terk etmesiyle sonuçlandı. Devamında da Samsunspor'un havası söndü. Bir Nisan günü, Beşiktaş'ı İnönü'de 1-0 yenerek küme düştüler.

2014'te Mersin İdman Yurdu'na, 2015'te Antalyaspor'a play-off finali kaybedince düşüş başladı. 2016'da puan farkıyla, 2017'de averajla ligde kaldılar. 2018'de küme düştüler.

Birçok takım için karadelik haline gelen ve geri dönüşün imkansız olduğu 2.Lig'de kaderleri tayin edilecekti. Aşağısı da yukarısı da eşit uzaklıktaydı. İlk sezon yine play-off'ta kaybettiler. İkinci sezon doğrudan lige çıktılar. Ertuğrul Sağlam projesi işe yaramıştı. Fazla uzatmadılar. İş uzasaydı sonu kötü olabilirdi.

Ertesi sezon 1.Lig'de averajla üçüncü oldular. Yeni çıkmış bir takım için oldukça iyi bir performanstı. Bu sefer Yüksel Yıldırım projeyi dağıttı. Sağlam ile yollar ayrıldı. Bence, Sağlam kalsaydı Samsunspor ertesi sezon (yani geçen sezon) Süper Lig'e çıkardı. Fakat üç teknik direktör değiştirdiği sezonda play-off bile yapamadı.

Olan oldu ve sonu iyi oldu. Bu sene çıktılar. Gayet de iyi oynadılar. Çok fazla transfer de yapmadılar. Gelenlerden Douglas Tanque, müthiş bir solak santrfor çıktı. Özellikle ikinci yarıda coştu. Alim Öztürk, Celil Yüksel, devre arası transferi Soner  Aydoğdu sezonun kilit isimleriydi.

Son oynanan Tuzlaspor maçının son dakikasında bir gol yedi Samsunspor. Nizami bir goldü ama hakem Direnç Tonusluoğlu ve VAR, bir faul uydurdu. Haliyle gol geçersiz sayıldı. Samsunspor 1-0 kazandı. Eğer 1-1 bitseydi belki de daha iyi olacaktı. O zaman böyle; bir gece ansızın evde otururken garantilemeyeceklerdi Süper Lig'i.  Ertesi hafta stadyumda yaşarlardı bütün heyecanı ve tüm sezonun mutluluğunu.

Hüseyin Eroğlu için de iyi oldu. Altınordu'nun memuruna dönüşmüştü. Başarılıydı ama başarısını yarışmada test edemiyorduk. Konfor alanından çıktığı ilk sınavında farkını belli etti. Bakalım bir yükselişin ilk adımları mı olacak yoksa "ligi bilen hoca" grubuna mı sıkışacak? Umarız Süper Lig'de devam eder...

2011-12'de Deplase Keyifler'de babasının "Samsunsporlu olma üzülürsün" dediği çocuk acaba şimdi ne yapıyordur? O zaman takım Süper Lig'deydi ve kendisi ağlıyordu. Sonra 1.Lig'i de 2.Lig'i de gördüler. 11 sene sonra yeniden Süper Lig'i yaşayacak. Yine ağlıyor mudur?

Hiç yorum yok: