Pazartesi, Mart 31

Jerry&George


-what is this show all about?
-nothing!
-what's going on this serie?
-nothing!
-what's gonna happen then?
-nothing!

"Çapa" Servet

İlkin şaka zannettim ama değilmiş. G.Antep maçında önlibero oynatmış Kalli Servet'i. Tamam hırslı, çalışkan savaşıyor vs. Ama bu tercihi anlamak mümkün değil. Şu takımda heralde en son top yapıp, oyun kuracak adamdır Servet. Barusso ve Okan neden ilk 18'de değil, bunu da anlamış değilim. Seneye takımda kalmayacağı kesin Kalli'nin. Löw söylentileri var ama sanmıyorum, Avusturya ve Polonya'lı gruptan Almanlar'ın çıkacağını düşünürsek takımın başına geçmesi, transferleri yönetmesi temmuzu bulacaktır. Bir de Abdullah Avcı ismi geçiyor, Necati'yle beraber gelirler artık. Ama Arif Erdem gelir mi onu bilmiyorum.

Azıcık aşım kaygısız başım

Garantici demişken bir başka garantici de Maldonado. İlk kez 90 dakika izleyebildim. Selçuk'tan iki tane olmulu yönüyle ayrılıyor bence; birincisi bulunduğu mevki riski kaldırmaz, risksiz oynuyor, Selçuk gibi taraftarın yüreğini ağzına getirmiyor. İkincisi ise daha çok adam kovalıyor. Ama yine de daha tam hazır değil, bir iki pozisyonda yere yattı, savunmacı adam çok mecbur kalmadıkça yere yatmamalı. Yine de Chelsea maçı için en mantıklı tercihtir.

Hasar yok

Eğer Kanoute'nin beraberlik golünden iki dakika sonra Raul o golü atmasaydı işi çok zordu Real'in. İkinci yarıyı da 3-1'e kadar huzursuz izledi seyirciler. Gollü ilk yarıdan sonra çok sıkıcı bir ikinci yarı oldu bana kalırsa. Bir ara Guti ve Gago'nun pas istatistikleri geldi ekrana. 49 pasından 44'ü isabetli imiş Guti'nin. Gago'nun yüzdesinin yüksek olması normal, daha geride oynuyor, daha garantici. Ama Guti öyle değil, sürekli deniyor, daha çok ileriye doğru oynuyor. Bu yüzden 49'da 44 mükemmel bir istatistik. Higuain'in golünde sol ayağıyla yaptığı asist de mükemmeldi. Puan farkı Villarreal ile 6'ya çıktı. Ama bu Real deplasmanlarda yine takılacaktır. Sevilla'da ise ligin bitmesi bekleniyor belli. Sezon sonunda kesin gidecek oyuncular var, çok fazla kasmadıkları aşikar.

Pazar, Mart 30

Allah yardımcısı olsun



Dengesiz Beşiktaş savunması arasında bir tane bile top alamadı Kezman. Kejman mı desek yoksa? İlker Yasin daha iyi bilir. Toraman-Zan arasında top tutamayan, ayakta kalamayan bir adam Terry-Carvalho karşısında ne yapar bilemiyorum.

Kısa ve Acısız



%100 futbolda Rıdvan Dilmen, "benim gördüğüm yıllar içerisinde Fenerbahçe tarihinin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu" dedi resimdeki arkadaş için. Pek de haksız sayılmaz, ilk golde yaptığı koşu, ikinci golde düştükten sonra kalkıp yaptığı gol vuruşu kusursuzdu. Oyunun hiçbir anında soğukkanlı olamadı Beşiktaş, oyun içinde gösteremedikleri soğukkanlılığı geri kalan haftalarda göstermeleri çok zor. Basri Baykoç Fanatik'teki yazısında "karşılarına son iki maçta iki tane takım gibi takım çıktı, ikisine de kaybettiler" yazmış, katılıyorum. Galatasaray-Antep berabere bitmiş, maçı izlemedim ama son yarım saatin nasıl geçtiği hakkında bir fikrim var. Sivas'ta Cvetkov coşmuş gene, 4 tane birden yazmış, enteresan bir adam. Böyle giderlerse bu ligin kaderini Ali Sami Yen'deki derbi bile belirlemeyecek. Ligin dibinde ise son haftaya kadar hiçbirşey belli olmaz. Kasımpaşa hariç.

Cuma, Mart 28

FOX'un sinir sistemimize etkisi

Premier League maçlarını aldı FOX tv herkesin malumu. Milyon dolar verip yayın haklarını aldığı bir ligin maçlarını gecenin köründe boks anlatan spikerlere anlattrıması zaten hepimizin keyfini kaçıran bir durum sezon başından beri. Büyüklerin maçı dururken iddiasız Middlesbrough'nun maçlarını yayınlamasını da sineye çektik, Tuncay hatrına izledik. Ama hiçbir maçı doğru düzgün yayınlamıyorlar artık, haftada 2 maç verip geçiştiriyolar çoğu zaman. Geçen pazar Man Utd-Liverpool maçını vermemenin başka bir açıklaması yok. Geçtiğimiz hafta içinde ise tam 8 golün atıldığı mis gibi Londra derbisini (Tottenham-Chelsea) yayınlamadı. "Ahmet Çakar'la şansa bak" tercih edildi. Hayır Ahmet hocaya lafım yok, yine çıksın ekranlara ama maçı yayınla onu da yorumcu yap, çok mu zor? Okay Karacan ve NTV'li günleri özlüyoruz.

O kadar da değil!

Ankaraspor maçından sonra, Servet'in son dakikada sektirdiği top soruldu Aykut'a. Aynen şu ifadeleri kullandı: "Servet o topu göğsüne alıp kendi kalesine gol bile atsa, kimse ona birşey diyemez". Sanırım Servet'in bu sene gösterdiği iyi performanstan ötürü kredisini açıklıyor ama sanki biraz abartmış. Yine de klasik topçu yorumu duymaktansa böylesi daha iyi.

10'un 11'i

ForForTwo'nun arka sayfasında, efsane isimlerin hayalindeki ilkonbire yer verilir, onlar da oynadıkları takımdan olsun, başka takımlardan olsun kendilerine göre en iyi olanı seçerler. Bu ay Hagi vardı arka sayfada. E bizim buralarda uzun yıllar top koşturmuş olduğu için haliyle tanıdık isimleri seçmesini bekledim ister istemez. Forvete Hakan Şükür'ü koyar, "hava hakimiyeti muazzamdır, hücum presi lezizdir" falan gibi yorumlarda bulunur diye düşünmüştüm. İlk 11'deki tek Galatasaray'lı Claudio Taffarel. Forvete ise Romario'yu koymuş. E o da haklı bi yerde :)

Bu adamı hatırlayan var mı?

Ali Güneş... 2000-2001 sezonunun önemli figürlerinden biriydi. Tayfun'la beraber gelen Erol gibi, Serhat'la beraber geldi. Topu iyi kullanamazdı, ufak tefekti, rakip takım taraftarı için itici miydi bilmiyorum, pek de değildi açıkçası. Fener'den istediği parayı alamayınca, istediğini fazlasıyla veren Beşiktaş'a gitti. Tigana ile yıldızı barışmadı bir türlü, Kazım Kanat'ın deyimiyle "Mösyö Tigana" onu hiç tercih etmedi. Sezon başında Freiburg'da oynuyordu, şimdi nerelerde bilemiyorum, 30 yaşına gelmiş ama eminim hala 23 gösteriyordur. Bu arada foto 01-02 sezonu, yanılmıyorsam yine bir 6.hafta derbisinden. Maçı Galatasaray 2-0 kazanmıştı.

George Costanza

"every decision i have ever made in my entire life, has been wrong. my life is the complete opposite of everything i wanted to be. every instinct i have, in every aspect of life, is it something to wear, something to eat, it’s all been wrong"