Pazar, Mart 8

Le Mari de la Coiffeuse



Ben mi bu sene (2004-15) hayatı anlamaya başladım yoksa gördüğüm her şeyden birşeyler üretmeye mi başlıyorum. Bilmiyorum. Bana bir şeyler oluyor ve bu olan şeyden hiç memnun değilim. 30 yaş civarı olmamalıydı bu. 18 yaşında hissetmeliydim bunları. 

Çocukluk hatıralarım her zaman çok tazeydi hafızamda, görüntülerinden kokularına kadar. Fakat artık o hatıraların sadece hatıra olarak kaldığını, uzaklaştığını hatta yok olduğunu görüyorum. Ulan bu film bunu mı anlatıyor? Sanırım bir aşk filmiymiş. Bana öyle gelmedi. Berber dükkanında varoluşu sorgulayan iki müşteri, Arapça şarkılarıyla dans eden bir Fransız, dükkanını kadın çırağına devredip huzurevine yerleşen ihtiyar... Bu film bir aşk filmi olamaz.. Neyse abi benim için bütün olay şurada aslında... Çalan şarkıdan görüntülere kadar. Arkadan söylenen cümlelere kadar... 

No dream is impossible

Yıllardır direnmekten, didinmekten, inat etmekten hayatı kavramayı unuttuk amına koyayım... Olsun yine de, hala umut var... Çünkü hayat var...

Hiç yorum yok: