Pazar, Haziran 14

Hayata Dair Bir Duruş




Vanspor'un futboluma büyük katkısı olmadı, sadece çeşitlendirdi. Ben Beşiktaş’ta 15 sene şampiyonluk mücadelesi verdim. Van’da son sene ligde kalmak için mücadele ettim. Çok farklı, ama heyecan yaşadım. Futbola dair değil ama hayata dair çok önemli katkılar sağladı. Güneydoğu olaylarının en yoğun olduğu dönemlerdi. Oradaki insanların hayata, ülkeye, futbola bakışı bana hayata dair çok önemli şeyler öğretti. Oradaki yaşamı görüyorsunuz. Kulübün sorumlusu Jilet Naci’den Türkiye’deki olaylara dair çok şey öğrendim. Katılırsınız katılmazsınız ama yorumlama anlamında bana çok farklı bakış açıları getirdi. O yüzden ben Vanspor’daki 6 aylık maceramı çok önemserim.

****

Teknik adamlıkta çok şanslı da başlamadım. Çok iyi de gitmedi. Bir dönem çok deneyimsizdim. Euro 2008’in sonrasında artık çok deneyimli bir teknik adam olmuştum. Tam kıvamında devam edebilecekken vazgeçtim. Başka bir seçim yaptım. Hayata dair bir seçimdi. Yorumculuğu seçtim. Çünkü artık ben kampa girmek istemiyordum. 10 yaşından beri kampa giriyordum. Artık ben galibiyet-mağlubiyetten yorulmuştum. Her hafta o stresi yaşamak istemiyordum. Bütün bunları alt alta koyunca artık antrenörlük yapmamaya karar verdim. Benim seçimim budur.

****

Benim hayata bakışımla ilgili bir tercihti. Başka şeyleri tercih ettim. Açıkçası zamanı tercih ettim, zamanı kendi kontrolümde kullanmayı tercih ettim. Bir şekilde para kazanıyorsunuz ama zamanı kazanmanız o kadar kolay değil. Mümkün olmayan bir şey. Ben bunu ilk olarak askerlikte anladım. Paralı askerlik vardı, yatırmayı unuttum. Sonra 8 ay askerlik yaptım. Hayatta kimseye böyle bir şans verilmiyor. Yakın zamanda yine paralı askerlik çıktı. Eleştirirsiniz eleştirmezsiniz ama insana hayatın hiçbir döneminde 8 ayı satın alma fırsatı gelmez. 8 ayı paranızla satın alamazsınız. Parayı değil zamanı kazanmayı seçmeniz hayata dair bir duruştur. Doğrudur veya yanlıştır. Ben başka şeyi seçtim.

****

Galibiyetle mağlubiyetin bu kadar yargılanmadığı, bu kadar baskının olmadığı bir ortamda teknik direktörlüğe devam edebilirdim. Teknik adamlık çok zevkli bir meslek. Ama hayatı çok zor. Aynı futbolculuk gibi. Futbolculuk da çok zevkli bir meslek. Bıraksanız hala oynarız. Bu akşam maçımız var mesela. Kimse seyretmiyor ama biz 50 yaşında hala oynuyoruz. Harika bir meslek ama hayatı çok zordur. Büyük fedakarlık gerektirir. Futbolcuyken 14-18 yaşında, ergenlik döneminde, çok büyük fedakarlıklar gerektirir. O psikolojiyle başa çıkmakta çok zorlanırsınız. Ondan sonra 18-35 yaş arası futbolcu olduğunuzda, hayatınız hep yargılayan bakışlar altındadır. Orada yaşamak çok zordur. Bazen en güzel şeyleri gözüküyor, şaşaası gözüküyor ama cefası da vardır. Burada sadece futbol oynamıyorsunuz. Burada maç bitince, futbol dışında kalan her şeyle mücadele ediyorsunuz. Ayakta kalmak için esas maç sonuyla uğraşıyorsunuz

Hiç yorum yok: