Omar Sy büyük oyuncu. Ya da şöyle diyelim. Oyunculuk yeteneği kısmını değerlendirmek biz izleyicilerin haddi olmasın. Fakat şu bir gerçek ki; oynadığı her filmde bir ışık saçıyor, bir enerji yayıyor. Üç tane filmini izledim, üçünde de filmi taşıyan adamdı.
Tamam; zaten üç filmin de güzel hikayesi vardı. Zaten güçlü bir kurguya sahiplerdi. Fakat Sy olmasaydı, bence aynı etkiyi yaratamazlardı. Gerçi Inthouchables dışında geniş kitlelere ulaşan da olmadı. Yine de hem o hem de Samba'dan sonra, Knock da hafızamda tatlı bir yer edindi.
Knock adlı kahramanımız, küçük bir kasabaya gelir ve doktor olduğunu söyler. Ondan sonra da olaylar gelişir. Bu tarz filmleri seviyorum. Mekan ufak. Çok fazla dağılmıyoruz. Güzel bir ortamın içinde kalıyoruz. Bir kasabadayız. Şehre bile çok az iniyoruz. Vizontele veya Mediterraneo gibi. Ayrıca kasabada farklı karakterler görüyoruz. Küçük bir dünya yaratılıyor ama buna rağmen tempo düşmeden izliyorsunuz. Gerçi Knock'un ortasında bu konuda bir sıkıntı yaşıyoruz. Orada da dev cüssesiyle enerji saçan Omar Sy devreye giriyor.
110 dakikalık filme Omar Sy'a mal etmek de haksızlık olur. Hem yöneten hem yazan Lorraine Levy bence iyi iş çıkarmış. Kurgu iyi demiştik. Kamera kullanımı ve görüntüler de çok iyi. Mesela filmi bitiriş şekli benden tam not aldı. Ayrıca müzikler de çok eğlenceli.
IMDB'de neden 6 puanda kaldığımı anlamadım. Daha fazlası olmalıydı. Türkiye'de de pek bilinmemiş. En azından bazı festivallerde gösterilebilirdi. Belki de gösterilmiştir ama internette pek yorumuna rastlamadım. Denk gelene kesinlikle tavsiye edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder