Pazar, Aralık 13

Sarıyer 0-0 Nazilli Belediyespor



Bu ne şimdi? Oysa bu maç geçen hafta sonu oynanmıştı. Ben ise bu maça dair postu bir hafta sonra yazıyorum. Bir haftadır çok mu yoğunum? Hiç alakası yok. Fakat artık böyle oldu.

Artık daha az maça gidiyoruz. Daha az maç izliyoruz. Daha az yazıyoruz. Futboldan soğuduk demek futbola haksızlık olur belki de. Birçok şeyden soğudum. Bunu mutsuzluk olarak algılıyorlar. Değil. Mutsuz değilim, gördüğüm ve anlamlandıramadığım manzara karşısında moralim bozuluyor.

Garip bir yaşlılık özelliği de değil bu. O yaşlı amcalar da olur ya, "Ah şu eski Ramazanlar'' ezberi. Bizdeki o değil. Tam tersi. Değişen hiç bir şey olmuyor. İnsan ilk kez yaşadığı bir şeyin heyecanını duyar. O heyecan hayattan zevk almasını sağlar. Merdivenleri tırmanarak yeşil sahayı görmenin heyecanı iyi bir metafordu. Defalarca aynı şeyi yaşayınca bir heyecanı kalmıyor belki de. Merdivenleri daha yavaş çıkıyorsun. Daha geç çıkıyorsun. Maçın başlamasına az süre kala stada giriyorsun, hatta başladıktan sonra giriyorsun. Bloga da postunu bir hafta sonra yazıyorsun.

Hayatımda ilk defa Yusuf Ziya Öniş Stadı'na girdim. Ama aynı adamlar, aynı esnaf, aynı jargon, aynı tezahüratlar, aynı ritüeller, aynı davul ritmi orada. Fark yok. Maç boyunca pozisyona giremedi iki takım da... Haliyle tartışmalı bir pozisyon olmadı. Buna rağmen maçın ardından tribünler 'Futbolun katili Türk hakemleri'' diye bağırdı. Maçın özeti, futbolun özeti, Türkiye'nin özeti.

Sarıyer tribünü diğer tribünlere benzemiyormuş. Yaş ortalaması 40 falan. Onun da nedeni, 0-10 yaş arası çocuklarını yeğenlerini getirenler. O çocuklar da olmasa 55'e çıkar herhalde. 

İnsan böyle bir ortamda; her şey aynı kaldığında, sahadaki oyunun da çok fazla tüketilmesini istemiyor. Sanırım futboldaki sıkıntının kaynağı bu. Devamlı değişen kadrolar, transfer olan futbolcular. Herhangi bir futbolcuyu bir sezon sonra aynı yerde görmek oldukça zor. Sen aynı stada, aynı takımın maçına geliyorsun ama bilmediğin insanlarla karşılaşıyorsun. Bir de o maçta pozisyon olmayınca; yazacak bir şey olmuyor.Yazacak bir şey olmayınca da bir hafta gecikiyor.

Aslında yine de 2.Lig daha iyi. 1.Lig'den daha iyi en azından. Daha dengeli, daha sert, daha iyi top var. 0-0'lık maçları severim. Nazilli zaten Udinese gibi top oynadı. Deplasman takımının olması gerektiği gibi. Sarıyer'de sıkıntı var. Ayhan Akman gelmişti sezon başında, ona yetişemedik. Yukarıda dediğim de tam olarak bu zaten. Aralık ayı gelmeden değişim. Devre arası bir kere daha. Biz bu değişime ayak uyduracak hızda değiliz. Alışık değiliz, sevmiyoruz. Kafamız karışık, gol olmuyor...

Hiç yorum yok: