Çok kaliteli bir mizaha sahip olan; kahkahalar attırmayan ama insanın içini hoş eden çok başarılı bir Macar filmi.
Filmde vasatın altında kalan herhangi bir unsur yok. Konu çok sıcak, renkler, çekimler çok iyi. Müzikler çok başarılı ki; konu, dil ve müzikler birleşince Aki Kaurismaki havası alıyoruz. Macarca ve Fince birbirine fonetik olarak çok benziyormuş, onu da hissetmiş olduk. Zaten hepsi Ural Altay dil kolundan geliyor.
Zaten filmdeki karakterlerimizin biri Fin müziği sevdiğini söylüyor. Bu da acaba bir mesaj ya da yönetmenler arasında bir gönderme miydi bilmiyorum.
Oyuncularımız çok başarılı. Başroldeki karakter Liza'ya can veren Monika Balsai işin altından başarıyla kalkıyor. Fakat benim favorim son sahneye kadar repliği olmayan ve tamamen yüzüyle, mimikleriyle, danslarıyla karşımızda duran David Sakurai'ydi. Kendisi Kopenhag doğumluymuş, bu da ekstra bir bilgi.
Filmi Amelie'ye benzetenler olmuş. İlk başta benim aklıma gelmemişti ama bu benzetmeden sonra düşününce haklılık payı sezdim. Fakat yine de çok daha özgün bir iş olduğunu söylemem lazım. Üstelik Amelie'nin popülerliği ona biraz fazla beklenti ve değer yüklemişken, isimsiz bir Macar filmi olarak Liza, a rókatündér beklentilerimizin çok üzerine çıkıyor.
Tam bir güneşli bir öğlen vaktinde izlenecek film...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder