Yani Erling Haaland'ın City'e katkısını değerlendirecek konumda değilim. Fakat İngiliz medyasındaki tartışmalar çok hoşuma gidiyor.
Aslında olay şu:
Manchester City, Pep Guardiola ile özdeşleşen futbolu uzun zamandır çok üst düzey bir şekilde oynuyor. Bu sayede İngiltere içinde kupalar da kazanıyor. Fakat o istenen Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bir türlü gelmedi. Bu noktada Guardiola'ya yapılan en büyük eleştiri, "gerçek bir santrfor" ile oynamamasıydı. Bir Benzema, bir Lewandowski, bir Suarez gibi oyuncusu yoktu. Bu yüzden o muhteşem oyunu ceza sahası içinde taçlandıramıyor, sonucu alamıyordu. Görüş buydu yani..
Geçtiğimiz yaz beklenmedik bir olay yaşandı. İdeallerinden taviz vermeyen ve bu nedenle "inatçı" olarak etiketlenen Guardiola, transfer piyasasının en gözde ismi olan Erling Haaland'ı transfer etti. Norveçli, o tanıma uyan gerçek bir santrfordu. Barcelona'ya imza atması bekleniyordu. Olmadı. Adamı kapan Manchester City oldu.
İlk başlardaki beklenti, ilk sezonun biraz alışma dönemi olacağı şeklindeydi. O da gerçekleşmedi. Adam zaten babasından dolayı İngiltere doğumlu. Havasına suyuna alışık. Şu anda geldiğimiz noktada 39 maçta 45 golü var. Makine gibi çalışıyor. Ben izlemiyorum ama "Haalandmania"dan uzak kalmak mümkün değil. İlla önümüze düşüyor. Haftanın iki gününde gol atıyor adam. Haliyle devamlı gündemde...
Buna rağmen bazı yorumcular, Haaland'ın çok iyi bir oyuncu olduğunu kabul etmekle beraber, City'e zarar verdiğini iddia ediyorlar. Bu görüşün başını da eski Liverpool oyuncusu Jimmy Carragher çekiyor. Bunun için ufak bir dayanağı da var. Haaland'ın ligde oynamadığı iki maçtan birinde Manchester City, Leicester deplasmanından üç puan çıkardı, diğerinde Liverpool'u 4-1 mağlup etti. FA Cup'ta Chelsea'yi elerken Haaland kadroda değildi ama Lig Kupası'nda Southampton'a elendiklerinde ilk 11'deydi.
Carragher'a göre, Pep'in futboluna tam olarak uymuyor Haaland. Sonuç alınıyor ama katalizörler eşleşmiyor. Üstelik Carragher'a destek çıkanlar da oluyor. Yani öyle bir "deli saçması" olarak da bakılmıyor. Zaten Carragher da tabloid basın yorumcusu da değil.
Yine de ben bu noktada bir görüş sunamıyorum. Bunlar benim tezim değil. Maçları da izlemedim zaten. Fakat tartışmalar hoşuma gidiyor.
Dünyanın en iyi teknik direktörünün takımını forveti yok diye eleştirdik yıllarca. Sonra adam gitti dünyanın en formda santrforunu aldı. Takıma da monte etti. Bu santrfor gelir gelmez gol rekorlarını kırdı.
Sonra çıkıp "Aslında City o yokken daha iyi" diyebiliyorsunuz. İşte futbol böyle bir şey. Birden fazla doğru var. Ya da birden fazla cümleyi doğru sanmanız mümkün. Her türlü görüş temellendirilebilir ama en doğru görüş değil skor tabelası nihai kazanan olur.
Bu arada ben de katılıyorum bu yoruma, zira bizim tarafımız Mbappe... Kesin Haaland bozuyordur takımı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder