ırak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ırak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cuma, Ağustos 18

Jarhead



ABD'nin her coğrafyada devamlı savaşa girmesi dünyanın içine ediyor ama en azından bir yandan sinemaya faydası oluyor! Jarhead; geçmişteki muadillerini aratmayan, hatta 21. yüzyılda çekilenler arasında o döneme (70'ler ve 80'ler) en yakın olan film. Ya da yakın demeyelim ama çoğundan parça parça bir şeyler alıyor ve en sonunda kendini oluşturuyor. Fakat onlardan almadığı tek bir şey var; mesaj!

Ana konu "düşman" değil burada. Ordunun içindeki çürüme de değil. Askerlerin bireysel hezeyanları gibi görünse de aslında tam olarak o da değil. Bu tamamen çölün ortasındaki bir saçmalıkla alakalı. O saçmalık da "Biz niye buradayız" mesajı ile laçkalaşmıyor. Savaşı veya savaşın yarattığı karakterleri değil, askerleri ve daha da önemlisi sivilden gelen askerleri anlatıyor.

Kötü film değil ama eksikleri var. O da eksiklik sayılırsa; güçlü değil. Biraz fazla tekrarı var. Yine de Jarhead (2005), geçtiğimiz sene izlediğim American Sniper rezilliğinden sonra ilaç gibi geldi. Öyle olacağına, böyle olsun. 

Jarhead bir anti-savaş filmi değil, oldukça apolitik. "Savaşa hayır" demiyor, karakterler de ulusal kahraman değil. Hatta tam olarak rezil adamlar. Çölün ortasındaki bir avuç rezil, sakar ve manyak adamı izliyoruz. Herhangi bir mesajı yeniden duymuyoruz. Bitik birkaç tane adam, savaşa geliyor. O adamlar başka yerde de olabilirdi. Biz onları cephede görüyoruz. Ama doğru dürüst çatışmaya bile girmiyorlar. Milli duyguları yüksek değil, bilinçsizler ama yine de çatışmaya girmek istiyorlar. Çünkü canları sıkılıyor. O kadar manyaklar. O kadar saçma bir durumdalar.

Zaten filmin adı da, savaşın kötülüğüne veya kahraman askerlere veya acısına veya gücüne vurgu yapmıyor. Tam olarak askerlerden bahsediyor. ABD ordusunda bizdeki 'Üst devre saçı'na benzer bir saç kesiminden dolayı, bir gruba takılan lakab; Jarhead. Yani bizdeki 'Poşet' gibi bir şey... Buradan da yola çıkarak şu denilebilir; bu filmi askerlik yapmayanlar veya bedelli askerlik yapanlar çok sevmeyebilir. Ama en sakin yerde dahi askerlik yapan biri bile çok daha kolay anlar.

Görüntüler tablo gibi, müzikler şahane. Göndermeler çok klas. Bir askerin savaş bitince (1.Körfez Savaşı), "Artık bir daha bu lanet yere dönmek zorunda değiliz" demesi gibi.

Esasında bir kitap uyarlaması. Filmin sonunda kitabına bakmak düşüncesi geldi. O bile yeterli!

Perşembe, Temmuz 4

Vücut Dili


İki futbolcu. İkisi de sahanın ortasında. İkisi de aynı şekilde duruyor. Neredeyse tıpa tıp aynı. Biri mutlu diğeri yıkılmış, biri şükrediyor, diğeri ağlıyor.

Çok romantiklik sayılmayacaksa futbol sahasındaki bu kareden toplumsal analiz bile çıkabilir. Bir Latin, bir Ortadoğulu.. Toplumsal analiz, kişisel psikoloji... Her şey...

Çarşamba, Ocak 12

Kazanan İran


Asya 2011'in en merak edilen maçlarından biri; iki komşu ülkenin kapışması: İran-Irak. Son şampiyon Irak, İran karşısında öne geçmesine rağmen son 5 dakika yediği golle kaybetti. Kaybetmiş. İzleyemedim. Asya 2011 dikkat çekiyor. Bu futbolsuzlukta heyecandır.