Abdullah Avcı'yı kollamaktan sıkıldım. Selçuk İnan'ı tercih etmemesiyle başladı, İbrahim Toraman'ı tercih etmemesiyle devam ediyor. Dikkat edersiniz, oynattığı herhangi bir futbolcu için "Bu nasıl oynar, içine etti takımın" demiyor kimse (en azından çoğunluk), genelde "bu niye yok" deniyor. Yani aslında tercih edilmeyen isimlerin yerlerine oynayan futbolcular da tercih edilebilecek isimler. Aslında ilk patlak buradan çıkıyor ve konuyu kapatmaya yetiyor ama olsun.
Yazıya Avcı'yı kollamak diye başladım ama Avcı'ya sallayanlara karşı durmak diye değiştirebiliriz. Tamamen kulüpçülük kaygısı güdülerek yapılan yorumlar bunlar. Galatasaraylılar'ın Selçuk isyanı gibi, Beşiktaşlılar da İbrahim Toraman'dan vuruyor.
Olayın bir kez daha yeniden, Macaristan maçından yaklaşık 1 ay sonra patlamasının nedeni bu haber. 3 cümle var haberde. Keşke hocayı daha uzun dinleseydik. Koca panelde 3 cümle konuşmadı ya... Belki oradan çıkıp daha iyi değerlendirir, daha iyi analiz edip tartışırdık.
Bu haberi okuyan herkesin ilk argümanı Semih ile Toraman arasındaki 3 cm. Haberdeki ince çakallık, halkın tavrını şekillendiriyor. Kulaktan kulağa yayılan duyumlar da işin şeklini değiştiriyor.
Hocanın "Toraman'ın boyu" demesi aslında, Semih ile Toraman arasındaki 3 cm'den kaynaklanmıyor. Gökhan Zan ile Toraman arasındaki 12 cm'den kaynaklanıyor. Çünkü hoca Toraman'ın yerine Gökhan Zan'ı çağırmıştı. Dünyanın bütün milli takım hocaları gelse Semih'i oynatacaktı zaten. Yani sıkıntı yaratan Semih tercihi değil, Gökhan Zan tercihi. Onun da farkı 12 cm ediyor.
Hoca, Macaristan maçından önce de bunu açıklamıştı zaten. Milli takımın stoperleri, çağrılan isimleri ve oynayanlar bellidir. Semih Kaya, Egemen Korkmaz, Bekir İrtegün, Ömer Toprak. İbrahim Toraman senelerdir herhangi bir dörtlü stoper grubunun arasına giremedi. Yani aslında Macaristan maçında aylar önce bile İbrahim Toraman'ın çağrılmayacağını biliyorduk, ve günler öncesinden tahminlerin büyük çoğunluğu Semih-Egemen ikilisi üzerinden yapılıyordu.
Sonra Egemen sakatlandı. Egemen'in yerine Bekir'in oynaması bekleniyordu. Bekir oynadı zaten. Ama herhangi bir sıkıntıya önlem olarak, kadroya bir stoperin daha çağrılması gerekiyordu. Gökhan Zan çağrıldı. Hocaya neden Toraman çağrılmadı diye soruldu. o da Gökhan Zan'ı Macar santrforlar karşısında daha uygun olabileceğini söyledi.
Zaten 1 maçlık ve o maça da yedek kulübesinde başlayacağı, yüzde 90 ihtimalle de oynamayacağı belli olan bir adam tercih edilecekti. Bunun için Gökhan Zan davet edildi. Neden olarak da boy avantajı öne sürüldü. Zaten ne olursa olsun Beşiktaş kaptanını zorunluluk nedeniyle seneler sonra kadroya çağırıp, yedek kulübesinde oturtup, sonra da kulübüne geri göndermek çok da yapılabilecek iş değildi. Gökhan Zan milli takım kulübesinde oturma rolüne anında adapte olabilecek bir topçu.
Zaten meselenin kaynağı bu. "Ama Semih ondan 3 cm uzun" demek şark kurnazlığı. Hocanın ilk 11'i, takım iskeletini boy düzenine (hadi bu ironi oldu), rakibe göre kurmadığına emin olabilirsiniz. Sonuçta Mustafa Denizli dışında, milli takım kadrosunda maça ve rakibe göre çok büyük değişiklik yapan hocalar olmadı. Onların 18 kişileri az çok bellidir. Senede 1-2 tane kalıcı olarak yeni girenler olur. İbrahim Toraman bu havuzdan çıkalı seneler oldu.
Kimsenin ilk tercihleri arasında olmadı. "O zaman öyle desin, boy muhabbeti niye yapıyor" diyenler, 3 satırlık haberi bir daha okusun. Orada bile " Beşiktaş, ligde Mersin ile birlikte en çok gol yiyen takım. Toraman, ne Hiddink ne Terim döneminde de milli takıma çağrılmadı" ifadeleri var. Özetle, zaten Beşiktaş'ın savunması perişan neden alayım demiş. Toraman'ın da senelerdir aynı form düzeyinde olduğunu ve kendini geliştirmediğini üstü kapalı olarak beyan etmiş. Görmek isteyene... Hatta belki daha açık cümleler kurmuştur ama haberde olmadığı için bilemiyoruz.
Hadi diyelim Semih ile arasındaki 3 cm mesele olsun. Onu da açıklayalım.
Futbolu FM rakamları ve Wiki istatistiklerinden ibaret sananlar, Semih Kaya'nın 3 cm uzun boyuna takılıyor. Oysa Semih, rakip santrfora kafa vurdurmuyor. Boyu kısaysa bu açığı kapatıyor. İbrahim Toraman ise, dünyanın kafa vurmaya en çok çekinen topçusu Riera'ya bile kafa vurdurup derbide gol yediriyor (Bakınız.Foto) . 3 cm belki çok önemli değil ama bu tarz hatalar yeterli bir argüman. Umarım biri çıkıp "Semih'te Real maçında hata yaptı, Higuain'e kafa vurdurdu" diyerek karşı çıkar. Böylece neden Semih'in, senelerdir Şampiyonlar Ligi oynamayan İbrahim Toraman'a tercih edildiğini biraz daha iyi anlatmış olur.
Sezon başında "İlk 10'a giremezler" diyerek alay konusu olan takımlarını ilk 3'e sokan, şampiyonluk yarışını yaşatan kendi hocalarını kazandıkları maçtan sonra bile eleştiren Beşiktaşlıların İbrahim Toraman kırgınlığını anlayabiliyor, en azından tutarlı buluyorum. Ama buradan yola çıkan ve Semih üzerinden Avcı'ya taşan diğerlerini de anlamak pek mümkün değil.
Daha önce defalarca verdiğim örnekle bitirelim. İsviçre maçlarında Fatih Terim ligin en formda sol beki Ümit Özat yerine, Galatasaray'da Ferhat Öztorun'dan bile kesik yiyen Ergün'ü tercih etmişti. Sebebi sorulduğunda da "Sol kanatta sol ayaklı oyuncu oynatmak istiyorum" demişti. Terim bunu söylediğinde konu kapanmıştı. Bugün Avcı'ya "Ama Semih'in boyu 3 cm daha uzun" demek ise, 2005'te Terim'e "Ümit Özat topa sol ayakla vuramıyor mu" sorusunu sormak kadar büyük saçmalık aslında.