metin oktay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
metin oktay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Kasım 5

Abilik




Metin (Oktay) benden büyüktü ama gece çok gezerdik. Bir gün geç geldi. Ben de "Niye geç kaldın" dedim. O her zaman Galatasaray'ın Ali Sami Yen'deki antrenmanlarını izlerdi. Çok iyi bir Galatasaraylıydı.

"Orada bir çocuk var, benim gençliğime benziyor. İngiliz onu azarladı, biraz ona canım sıkkın" dedi. Sonra anlatmaya devam etti:

"Bu da küstü, saha kenarına gitti. Gittim yanına 'ne oldu koçum' dedim. Bana, "Adana'ya dönüyorum, burada yapamayacağım" dedi. İyi de bir çocuk. Adı Fatih, onu sevdim. Kalçasını iyi kullanıyor, yanına kimseyi yanaştırmıyor, kendime benzettim. Ama İngiliz psikolojisini anlayamadı. Ben de anlattım. 'Buraya ilk geldiğimde ben de İzmir'e döneceğim demiştim. Gündüz Abi benle konuştu ve kaldım. Ben de senin Gündüz Abin olayım. Zaman zaman gelirim, senle beraber çalışalım. İstanbul'u beraber gezelim dedim. Sonra sarıldım ona. Ara ara gidip Fatih ile çalışacağım..."


Güneri Cıvaoğlu, Galatasaray Dergisi Ekim 2013

.

Salı, Eylül 13

13 Eylül 1991

Şehirler arası yolculuk. Otobüsteyim. Yaşım henüz 6. Okula başlamamışım. Önümde oturan adam gazete okuyor, ağaç yaşken eğilirin örneği; gazete okuyan adamın gazetesini okuyorum. Nasıl bir tepki verdiğimi hatırlamıyorum ama adamın arkasını dönüp "hangi habere bu kadar şaşırdın" demesini çok net anımsıyorum. Metin Oktay ölmüş dedim. Hiç gördün mü dedi. Görmedim ama anlattılar dedim. Yaşım henüz 6.

Bundan sonrası hafızamda net değil. Bir gün sonra Galatasaray'ın bir maçı vardı, onun öncesinde anma töreni yapılmıştı. Galatasaray siyah formayla çıkmıştı. İnsanlar çok üzülüyordu. Ne kadar çok seveni varmış. Ben de seviyordum, çevremdeki Galatasaraylılar da seviyordu. Ama Galatasaraylı olmayanlar da seviyordu. Çok ilginçti. Bir an şüphelenmiştim hatta, yoksa Galatasaray'dan başka takımda da mı oynamıştı? Ne de olsa Tanju acısı, çok daha tazeydi. Yaşım henüz 6

Cami avlusu sokağa taşacak kadar kalabalık, aşağıdaki tabut renk cümbüşü. Formalar, bayrakların adedi belli değil.

Bir şeyi açığa çıkaralım. Metin Oktay, belki de Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu değildir. Lefter, Can Bartu, Hakan Şükür veya diğerleri çok daha iyidir. İzleyenler, büyükler anlatır. Ama şu var; hiç kimse Metin Oktay kadar çok sevilmedi. O da zaten bu sevgiyi sevmiş, kariyerini, hayatını sevilmek için şekillendirmiş.

Doğuştan Galatasaraylı değil belki. Ama en fazla sevildiği yer Galatasaray olduğu için Galatasaray'ı çok sevmiş. Karısından boşanmış.

İtalya'da yapamamış, Türkiye'yi özlemiş. Buradaki sevgiyi özlemiş.

Sevgiyi seven bir adam. Sevilen bir adam. 200 küsür gol atmasa da olurmuş.

Nur içinde yatsın. Kendini izlemeyen, hatta öldüğü günü bile hatırlamayan insanlar hala onu seviyor. Uğruna yaşadığı sevgi, öldükten sonra bile onunla.

Salı, Eylül 14

Kral Anıldı


10 numaralı formanın sahibi dün 19.defa anıldı.

Anılırken iki tane parçalı forma Alpaslan Dikmen Tribünü'ne çekildi.

Formanın şu andaki sahibi, 10 numarayı giyen kaptan, tribünde maçı izledi.

19.ölüm yıldönümünde maçın tek golünü, geçen sene 19 numarayı giyen cool topçu attı.

Bir sonraki 13 Eylül'de, maçımızı forma sponsorunun adını taşıyan stadyumda oynayacağız.

Pazar, Eylül 13

Metin Oktay


Bugünü boş geçmemeliydik. Pazara denk gelmesi, hakkında uzun uzun yazmacağım bir yazının ertelenmesine neden oldu. Aradan geçen 18 seneya rağmen unutulmak bir yana ismi daha çok anılıyor. Bu kime nasip olmuştur başka?

Bu topraklarda hala çocuklarına Metin ismini veren insanlar varsa Metin Oktay öldü denilebilir mi?