Cumartesi, Nisan 20

Oy Değil Gol


Eski futbolcular son dönemde bir furyaya kapıldı. Röportaj veriyorlar, röportajlarında takım içinden bilinmeyen anıları komik bir dille anlatıyorlar. Serhat Akın'ın Twitch'i ile başladı, Atakan Kurt'un programıyla hızlanarak devam ediyor. Biz de gülerek dinliyoruz. Takım içinde olan bitenler onları bağlar ama tribünlerde yaşananları, ya da tribünlerin tepkilerini biraz yanlış anlamış olabilirler.

Geçtiğimiz  günlerde de gündeme bir açıklama düştü. Beşiktaş'ın eski futbolcusu Ahmet Dursun verdiği bir röportajda "Beşiktaş'ta estiğim zamanlar 'MHP'ye sempatim var' dedim. Bunu diyince taraftarlar bana karşı cephe aldı. Sürekli yuhalandım. Gol attığım bir maçta da yuhaladılar. Tayfur Havutçu taraftara 'yapmayın' dedi. Ona da, 'Ahmet'i alana Tayfur bedava' diye bağırdılar" ifadelerini kullandı. Ahmet'in açıklaması bayağı dikkat çekti. Beğenenler, gülenler, "Ulan Çarşı!" diyenler oldu. İyi, güzel ama gerçekten olaylar böyle mi gelişti?

Esasında Ahmet Dursun böyle bir açıklama yapıyor. 2001 yılının Ocak ayında Sabah gazetesine bir röportaj veriyor. Tabi Sabah o zamanlar, şimdiki gibi bir siyasi partinin yayın organı değil. Magazine de çok fazla kayıyor. Röportajın havasında da magazin esintileri var. Zaten Ahmet de magazinel bir futbolcuydu. O dönemde de hem gol atıyor hem de tartışılıyordu. Mesela takım içinde Mehmet Özdilek ve Erman Güraçar ile kavgaları manşet olmuştu. Özellikle efsane kaptan Şifo ile kavga etmesi yüzünden tribün onun plakasını almıştı bile. Sonrasında Sabah röportajı geliyor. MHP'li olmasından ziyade daha ilgi çekici cümleler var. O dönemde tabu olan konulara giriyor. "Seksi zamanında yaparım" diyor mesela. Özel hayatı o günlerde zaten gündemdeyken böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissediyor. Hatta röportajda formsuz olduğunu kabul ediyor ama bunun özel hayatıyla ilgili olmadığının altını çiziyor. MHP konusuna ise "Tokatlıyız, doğuştan MHP'liyim. Ama programını bilmem" cevabını veriyor.

Beşiktaş tribünün sadece bu cümle yüzünden, program bilmeyen Ahmet'e tepki göstereceğini sanmıyorum. Üstelik o sezonun (2000-2001) ikinci yarısı boyunca Ahmet Dursun protesto ediliyordu. Bir cümle yüzünden beş ay gidilmezdi. Başka sebepler olmalıydı. O dönem Beşiktaş'ın maçlarına giden arkadaşlarıma da konuyu sordum. Hepsi Ahmet'in yuhalandığını hatırlıyor ama hiçbiri MHP açıklamasını bilmiyor.

Öyleyse arşivlerde biraz daha gezelim. Ahmet Dursun, 1999-2006 arasında altı sezon Siyah-Beyazlı takımın formasını giydi. Son üç sezonunda gol sayıları da ilk 11'de oynadığı maç sayısı çok düşük. İlk üç sezonunda ise gerçekten estiriyor.  Resmi maçlarda sırasıyla toplam 21,  16 ve 14 gol atıyor. İlk sezonunda o dönemin meşhur "Ahmet dursun, Seba gitsin" tezahüratı yapılıyor.

İkinci sezonunda, yani 2000-2001'de Ahmet Dursun ligde 12 gol atıyor. Fena rakam değil. Sezonun ilk yarısında çok daha iyi günler geçiriyor. Devre boyunca 7 gol atıyor. Galatasaray maçında attığı iki golle derbiye damga vuruyor. Bir de unutulmaz Barcelona maçı var. Gerçekten esiyor! Fakat sezonun ikinci yarısında aynı gitmiyor. Zaten Beşiktaş da iyi başladığı sezonda giderek formdan düşüyor. Nevio Scala gönderiliyor, Daum geliyor. Tribünler huzursuzlaşıyor. Tüm oyunculara tepki oluyor. Bazı maçlarda Kapalı, eski futbolcuların isimlerini bağırarak sahadakilere nispet yapıyor. Sevilen, protestolardan muaf tutulan tek bir isim var; o da Pascal Nouma.

Nisan ayında bir Samsunspor maçı oynanıyor. 0-0 sona eriyor. Forvetler saç baş yolduruyor. Mehmet Özdilek penaltı kaçırıyor. En çok tepkiyi Ahmet Dursun çekiyor. Siyasi bir tepki yok. Ahmet o sıralar formsuz. Bilal Meşe bile ertesi günkü köşe yazısında "Biz Ahmet'i eleştirmekten bıktık, o kötü oynamaktan bıkmadı" yazıyor. O maçı çok iyi hatırlıyorum. Çünkü bir gün sonrasında Bağdat Caddesi'nde Ahmet Dursun'u görmüştüm. Orada bile denk gelen Beşiktaşlı taraftarlar kendisine laf atıyordu. Beşiktaş için şampiyonluk hayalinin sonraki sezonlara ertelendiği gündü. Sezon resmen değil ama fiilen bitmişti ve taraftarların odağında gol atamayan Ahmet Dursun vardı.

İki hafa sonra Beşiktaş, İstanbulspor ile karşılaştı. Galibiyete, hatta erken gollere rağmen 90 dakika bütün takıma protesto yapıldı. Maç 30 dakikada 2-0 oldu. 36. dakikada ise Beşiktaş bir penaltı kazandı. Taraftarlar penaltıyı Nouma'nın atmasını istese de topu eline alan Ahmet Dursun'du. Taraftarın isteğine karşı gelerek penaltı noktasına giderken, stadyumdan uğultular yükseliyordu. Golü atsa belki her şey düzelebilirdi ama penaltıyı kaçırdı. Sonrası çılgınlık... "Ahmet dışarı" sesleri İnönü'yü inletiyor.

Sezonun son iç saha maçında (Siirt Jet Pa) ise Ahmet Dursun sadece 45 dakika sahada kalabiliyor. 

Yine de zaman her şeyin ilacı. Futbolda yeni sezon yeni umutlar demektir. Nouma gidiyor, Ahmet kalıyor, takım değişiyor, transferler geliyor. Yazın düzenlenen sezon açılışı töreninde tribünler doluyor. Taraftarlar en çok desteği Ahmet Dursun'a veriyor. Küsler barışıyor. Belki Ahmet Dursun yine MHPli olmaya devam ediyor ama zaten o konu pek de tribünün umurunda değil gibi duruyor. Onlar sadece Ahmet'in sahada toparlanmasını bekliyor. Yeni sezon öncesi beyaz bir sayfa açıyorlar. Ahmet Dursun 14 golle sezonu tamamlıyor ama Beşiktaş yine üçüncü oluyor!

Konuyu nereye bağlamak lazım bilmiyorum. Aradan 18 sene geçmiş. Belki bizim bilmediğimiz, arşivlere girmeyen, 30.000 taraftarın büyük bir kısmının bilmediği mevzular vardır. Olabilir. Fakat sanki biraz abartı da hakim. Bu tip açıklamalar son dönemde çok arttı. Futbolcuların hafızaları da, tribünü anlama konusundaki düzeyleri de pek yeterli değil gibi. Neyse ki arşiv var...




Hiç yorum yok: