Salı, Kasım 16

Osmanlı'da bir Alman Futbolcu

Galatasaray tarihine ve özellikle ilk yıllarına ilgi duyanların adını sıklıkla duyduğu isimlerden biridir Emil Oberle. Benim de ona dair bilgilerim herkes kadar. İnternette dolaşan, bazı yazılı kaynakta yazan cümlelerden daha fazlası değil. Bu yazıda daha fazlasını anlatmam beklenemez.

Fakat hikayesinin satır başları bile benim için çok ilgi çekici. Daha fazla bilgiye ulaşmak isterdim. Gerçi o dönemin birçok futbol sevdalısı genci de benzer meraklar uyandıran figürler... Dönemin dünyasından kopuk olmadan yaşamak zorunda olan insanların, o günlerde 'uzaydan gelmiş' gibi görünen bir oyuna ilgi duyması insanın ruhunu alevlendiriyor.

Emil Oberle 16 Kasım 1889'da, yani bundan tam 132 yıl önce Karlsruhe'de doğmuş. 18 yaşında, şehrinin takımında futbol oynamaya başlamış. Hatta Almanya Milli Takımı formasını da giymiş. Tabi o dönemler milli takımda oynamak, milli takımda oynayan futbolcular dışında kimsenin ilgisini çekmiyor.

Bir noktadan sonra para kazanmak gerektiği için, hemen her futbolcunun esas bir mesleği var. Oberle de 1912'de İstanbul-Bağdat demiryolunun çalışmaları için İstanbul'a gönderilmiş. Ve bir bankada çalışmaya başlamış.

20'li yaşlarında Doğu topraklarına ve yıkılmakta olan çalkantılı bir ülkenin başkentine gelen bu Batılı genç, herhalde toplumla ilişki kurmakta oldukça zorlanmıştır. Fakat o günlerde imdada futbol yetişiyor. Hemen, 'Batı'ya açılan pencere'nin futbol takımına dahil oluyor.

Oberle, başarılı bir kariyer inşa ediyor Galatasaray'da. Fenerbahçe derbilerinde goller atıyor. 1914'teki meşhur maçın aktörlerinden mesela. 

Hemen analım maçı. Galatasaray'da, derbi öncesi çok eksik var. Eksiklerden biri hasta olan Emil Oberle. Fenerbahçe Kaptanı Galip Kulaksızoğlu, Galatasaray'a "İsterseniz maçı erteleyelim" teklifinde bulunuyor. Galatasaray kabul ediyor. Birkaç hafta sonra oynanan karşılaşmayı Galatasaray 6-1 kazanıyor. Gollerden biri Emil'den...

Emil, Galatasaray'da takım kaptanlığına kadar yükseliyor. Kardeşi Joseph'i de İstanbul'a getirip, onu da takıma kazandırıyor. Joseph de bir yandan top oynarken bir yandan elektrik mühendisliği yaparak geçimini kazanıyor.

Bu bilgilere ulaşmak mümkün. Fakat bu adamların, krizlerin ve savaşların eşiğindeki Osmanlı topraklarında emekleme aşamasında olan futbol oynarken yaşadıklarını ve hissettiklerini bilmek pek olası değil. Oysa hikayenin en merak uyandırıcı yerleri orası...

Ne yazık ki elimizde futbol tarihimize dair çok az kaynak var. 1910'lardan vazgeçtik, 1980'ler bile samanlıkta iğne aramak gibi..

Yukarıdaki fotoğraf, Galatasaray'ın 1914 kadrosu... Oberle, sanıyorum en önde topu tutan. Sağ yanındaki de kardeşi...

Oberle 1.Dünya Savaşı sonrası memleketi Karlsruhe'ye dönmüş. Orada da 66 yaşında hayata veda etmiş. "Futbolla geçen bir ömür" demek doğru mu emin değilim. Fakat Türkiye futbolunun kurulma aşamasındaki idealistlerden biri olduğu gerçek.

Bu vesileyle de doğum günü kutlu olsun diyelim. 

Hiç yorum yok: