Pazartesi, Haziran 12

Kalite, Heyecan ve Duygular

Bir futbol maçının heyecanını ve dramasını adı belirlemez. Yani en üst seviyede oynanan maçlar, size bol kalite vadedebilir belki ama bu, bol dramanın, yüksek tansiyonun ve duygusal gelgitlerin garantisi değildir.

Cumartesi gecesi izlediğimiz Şampiyonlar Ligi finali mesela. Tarihin en iyi takımlarından biri, tarihin en ciddi ekollerinden biri ile karşılaştı. Heyecan beklentimiz vardı ama finallerin adresi olarak gösterebileceğimiz İstanbul bile kurtaramadı. 1-0'a tatmin olmaya çalıştık.

Son yıllarda üst düzey futbolda drama ve heyecan bulmak eskisi kadar kolay olmuyor. Oysa aşağılar öyle değil. Avrupa'nın orta sınıf ligleri ve alt ligler sıklıkla futbolun eski saf halini anımsatan maçlara sahne oluyor.

Cumartesinin sıkıcı finalinden pazar gününe uzanıyoruz.

İspanya'nın üçüncü liginde bir play-off maçı. Final bile değil; çeyrek final. Üstelik ilk maç da öyle heyecan fırtınası içinde geçmemiş.

Bir zamanların La Liga şampiyonu SuperDepor, pandemi senesinde (2020) averajla ve biraz da katakulliyle veda ettiği Segunda'ya dönmek için sahaya çıkıyor. Rakibi yan gruptan Castellon.

Deportivo La Coruna sezona, gruptan direkt çıkma; yani liderlik, hedefiyle başlamıştı. Fakat türlü sakatlıklar, şanssız iç saha maçları (kayıplar) ve tabi ki kader maçlarındaki yetersiz oyunuyla bu şansını kaybetti. Play-off'tan şansını zorlayacaktı.

Castellon ile oynanan ilk maç öncesinde, şehrin ne kadar inandığını gösteren videolar sosyal medyadan önümüze düştü. O inancın sonucunu sadece 1-0'la alabildiler.

Rövanş deplasmandaydı. Ve maç nefes kesti.

Önce statüyü anlatalım. Bizim 2.Lig'de de iki grup var ve play-off'a katılan takımlar kendi gruplarındaki rakipleriyle karşılaşır. Ondan sonra da grupların kazananları final maçında kozlarını paylaşır.

İspanya'da ise yan gruptaki takımla oynuyorsunuz. Öte yandan ikili eşleşmelerde deplasman golü kuralı artık geçersiz ve uzatmalar sonunda maç penaltılara gitmiyor. Oysa ben tam tersini tercih ederdim; uzatma olacağına penaltılar olsun. Zira yarım saatlik uzatmaların çoğu, dünkü maçın aksine aynı tadı vermiyor.

Sonuç olarak zurnanın "zırt" dediği yer de burası. Peki uzatmada eşitlik bozulmasa ve penaltılar da yoksa kazanan nasıl belirleniyor? Sezon içinde sıralamada daha üstte yer alan takım tur atlıyor.

Castellon - Deportivo maçına ev sahibi çok hızlı başladı. 31. dakikada 2-0'ı buldu. Bu da turu geçmesine yarayacak sonuçtu. Fakat Depor, her iki yarıda birer gol bularak skoru 2-2'ye getirdi.

Gollerden birini atan, diğerinin de asistni yapan solak Lucas Perez'e ayrı bir parantez açalım. Adı tanıdık gelebilir. Zira kendisi Arsenal, West Ham United gibi takımları görmüş Lucas Perez'in ta kendisi. Bu sezonun ilk yarısında da Cadiz formasıyla La Liga'daydı. Fakat Coruna doğumlu santrfor, doğduğu şehrin takımının kendisine ihtiyaç duyduğunu hissederek devre arasında şehrine döndü. 19 maçta sekiz gol atarak da önemli bir katkı verdi.

2-2'lik skor Coruna'ya yarıyordu. Fakat maçın son anlarında işler değişti. Castellon 90'da golü buldu. Daha da kötüsü yedi dakikalık uzatma bölümünün beşinci dakikasında Coruna kalecisi Juan Mackay (Roy Makaay ile bir alakası yok), ceza sahası içinde topa sahip olduğu bir anda rakip oyuncuyu yere devirmeyi tercih etti. Bu da bir penaltı ve kırmızı kart demekti.

Castellon işi bitirmeye çok yaklaşmıştı. Zaten işi o noktaya getiren de yine Mackay'dı, zira yenilen ilk iki golde de fahiş hataları vardı (Real Madrid alt yapısından çıkan Jaime Snchez de ona eşlik eti). Fakat Castellon, bu sefer ikramı geri çevirdi ve penaltı vuruşunda topu auta atmayı başardı. Deportivo'nun şansı devam ediyordu ama kalan yarım saati Mackay'ın gereksiz hareketi yüzünden 10 kişi oynamaya devam edeceklerdi. (Mackay maçın ardından sosyal medya hesaplarını kapatmak zorunda kaldı).

Buna rağmen mavi-beyazlılar golü buldu. Kuki skoru 3-3'e getirdi. Yarı final bileti bir kez daha Depor'a geçti.

Fakat Castellon 10 kişi kalan rakibine bir gol atmayı başardı. Skor 4-3 olmuştu. 120 dakika da böyle sona erdi. Peki turu kim atladı?

Deportivo kendi grubunu dördüncü sırada bitirmişti. Castellon ise üçüncüydü. Bu da yola devam edenin Castellon olduğunu gösteriyordu. Fakat bir diğer açıdan bakınca haksızlık iddiasında bulunabilirdik. Zira Deportivo sezon boyunca 67, Castellon ise 62 puan toplamıştı. Üstelik Deportivo'nn grubu daha zordu. Madem böyle bir mantık vardı, daha çok puan toplayanı ilerletmek gerekirdi.

Olan oldu. İspanya futbolunun kurallarını tam da şu anda değiştirecek değiliz zaten. Draması dolu bir maçın sonunda SuperDepor, yine süper günlerinden uzak kalmaya devam etti. Ezeli rakibi Celta Vigo'nun ikinci takımı ile aynı ligde kalmaya devam etti.

Oysa şehir tıpkı ilk maçtaki gibi çok inançlıydı hem tura hem Segunda'ya dönmeye. Riazor'da ve şehir meydanlarında dev ekranlar kurulmuştu. Çocuk, genç, yaşlı, 7'den 70'e herkes maçı takip etti. Olmadı. Valencia yakınlarında küçük bir şehir olan ve ambleminde yarasa olan Castellon yola devam ederken Galiçya'nın en önemli şehrinin takımı aşağıda kalmaya devam etti. Bize de; onlarca maç izlediğimiz sezonda aradığımız heyecanı bulduğumuz bir alt lig müsabakası anısı kaldı.

Bu dramaların sonunda kazananlar yola devam eder ama kaybedeneler de bizim desteğimizi kazanır. Haliyle Los Turcos ile aramdaki bağ biraz daha güçlendi. 

Önümüzdeki sene her şey daha farklı olacak. 



Hiç yorum yok: