diego lugano etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
diego lugano etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çarşamba, Kasım 23

Gelme

Lugano'yu sevmediğim için mi? Hayır.. Türkiye şartlarında mükemmel bir stoper, üstelik rakip taraftarın en çok nefret ettiği oyuncu, bizim gözbebeğimiz(di) sezon başına da en az 5-6 golü var, daha ne olsun?
***
Ama Lugano gitti. Zaten uzunca bir süredir gitmek istiyordu, Juventus sıradaydı göya... 2007'de dağınık diyen Juventus, bir daha çalmadı kapısını. Roma dedikoduları çıktı sonra. Belki de hiçbir dedikodu yoktu da bu işlerin piri Figger ücretini artırmaya çalışıyordu. 2009'da başardı. Gitti gidecek derken, kaldı Lugano. Mükemmel 2 sene daha geçirdi bizimle. Daha sonra ise ne İtalya ne İspanya, Arapların satın aldığı transfer şampiyonu PSG'ye gitti. Ömer Temelli, twitter'da "luganoyu biz göndermedik, kontratındaki maddeyi kullanıp kendi gitti gelmek istiyor inşallah olur" dedi.
***
Bu zor günlerde kontratındaki maddeyi kullanıp giden Tota sizin, (ki asla yargılamıyorum bu yüzden) takıma herşeyini veren, savaşan, alışan, çalışan, formayı baştacı yapan Bekir benim. Gelsin çok sevdiği çayımızı içsin o ayrı...

Çarşamba, Kasım 4

Karakter

"Lig için hedefimiz her zaman belli, şampiyonluk... Niye Avrupa'da da aynısı olmasın? Ben zaten kendi adıma bunu dile getirmiştim. Avrupa'da da şampiyonluk için biz bu kulvara baş koyduk. Perşembe günü rakibimizi yenerek gruplardan çıkmak için, deplasmanda aldığımız galibiyeti en iyi şekilde değerlendirmek için elimizden geleni yapacağız..."
***
Lugano'nun hırsı, karakteri ve taraftarlar arasında ne kadar sevildiği malum. Daha önce bu konuda Daum'u tekzip eden açıklama yapmıştı, devam etmiş. Baş koyduk deyimi de tipik bir Samet tercümesi :)

Çarşamba, Ağustos 19

Yanlış Var mı?


Futbolcusunuz. Takımın en önemli oyuncusu sizsiniz. Peşinizde birçok takım var. Transfer görüşmeleri yapıyorsunuz.

Bu arada sizin her maç yanınızda oyanayan bir arkadaşınız var. Sakatlığı nedeniyle uzun süre oynayamayacak. Siz uzun süre sonunda eski takımınıza geri dönüyorsunuz. Ama sizle sözleşme imzalanması için o arkadaşınızın takımdan yollanması gerekiyor. Ve öyle yapılıyor.

Siz yolunuza devam ederken, arkadaşınız ortada kalıyor.

Ne kadar arkadaş olduğunuz tartışılır, belki sadece iş sınırları içinde geçerli bir dostluk. Ama aylarca suratınıza bakan bir kişi var yanınızda. Daha doğrusu yok artık yanınızda.

Farkındayım, sapıkılık derecesınde, takınıtılık derecesinde ahlakçı bir düşünce şeklim var. Özel hayatımda da böyle, sıkıntısını çekerim. O yüzden içime sinecek bir olay değil bu tarz davranışlar. Ama yine de bir yanlışlık yok mu?

Pazartesi, Ağustos 17

Formayı Taraftar Verir


Fanatik Gazetesi muhabiri Serkan Hacıoğlu'dan harika bir kare. Film sahnesi gibi bir an. Zafere Kaçış'ta Pele ve arkadaşlarının, taraftarların arasına saklanarak çıkması gibi. Tabi nasıl gördüğünüze bağlı. Olay forma imzalatmaktan ibaret olsa da şöyle de denilebilir. "Madem geri döndün, giy formanı artık." Taraftar icazet vermedikçe bu işler olmaz hiç bir zaman. Zaten başka bir futbolcu olsa, taraftarlar biraz tepkili olabilirdi. Kaybolan ruhun son emaresine olan sevgi muhakkak daha farklı olacaktı.

Aylar boyu süren kaçış, Fenerbahçe için zaferle sonuçlandı. Lugano'nun İtalya hayalleri yarınlara kaldı. Bu filmden çıkaracığımız ders şu olmalı. Menajer adamı rezil de eder vezir de. Uruguay Milli Takım Kaptanı bir yazdan daha uzun bir süre kendine kulüp bulamadı. Yeni(!) takımı hayırlı olsun.