Perşembe, Aralık 7

Büyük Özlem



Passolig çıktığından beri Türkiye’nin en üst iki liginin maçlarını yerinde izlemedim. Uzun bir süre daha da izleyeceğimi sanmıyorum. Şikayetim yok. Zaten ne tribündeki ortam ne de oynanan futbol eskisinden daha iyi değil. Hatta zaman zaman dibe vuracak kadar kötü olduğunu görebiliyorum. Yani kaçırdığım çok da bir şey yok. İçim içimi yemiyor, kararımı sorgulamıyorum. Gerçi televizyondan futbol izlemenin bir şeyler konuşmak için yetersiz kaldığını düşünüyorum ama olsun. Bunu biz değil, başkaları seçti!

Ne TT Arena’da olmak, ne yeni yapılan Vodafone Arena’yı görmek, ne de evden çıkıp yürüyerek Kadıköy’de maç izlemek istiyorum. Deplasmanlara gitmek bazen akla takılıyor ama gidilecek şehirleri seçerken fikstüre bakmamak da ayrı bir özgürlük. Zaten zamanında bunların ve buraların hepsi güzeldi, yapıldı ve bitti. Aynı tadı vermeyecekse, görev ve ezber nedeniyle hayatımızda tutmanın anlamı yoktu. Kararımdan pişman değilim. Aradan geçen 3-4 senede benim açımdan herhangi bir zorluğu olmadı.

Fakat ara ara şöyle bir iç çekiyorum. Ne zaman bir Kasımpaşa Stadı’nda bir maç görsem, “Ah ulan” diyorum. Şu an en çok özlediğim yer orası. Orada maç izlemenin keyfi çok yüksekti. Maçın kalitesi düşük bile olsa, oranın ortamı bambaşkaydı. Şimdilerde bazen televizyondan bakınca, ortamın sanki eskisinden de güzel olduğunu hissediyorum. Fazla dolu olmayan ama gelenlerin birbirine aşina olduğu tribünler, eğlenceli bir bando (yeni geldi), müthiş görüş açısı ve ağaçlı tribün... 

Kasımpaşa’ya gidiş kolaydır. Giriş çıkışta sıkıntı olmaz. Pat diye önünde olursunuz, çıkışta Nevizade’de iki bira içmek isterseniz en fazla beş dakika yürürsünüz. Fazla kalabalık bir stadyum olmadığı için izdiham olmaz, insan gibi girip çıkarsınız. Çıkar çıkmaz kendinizi İstanbul’un merkezinde bulursunuz.

Biletler Süper Lig standartlarına göre hâlâ uygun bence. Mesela bu hafta oynanacak Kasımpaşa – Trabzonspor maçını ağaçlı tribünde 20 Lira vererek izleyebilirsiniz. Türkiye’deki stadyumlar arasında en kendine has tribündür belki ağaçlı tribün. Maç da kesin bol gollü olur. Olmasa da önemli değil, huzur dolu bir stadyum sonuçta.

Eskiden stadın büfesi de çok iyiydi. İstanbul’un en verimli ekmek arası köftesi oradaydı. Bol köfte ve sadece 5 liraydı. Bir stadyum büfesine göre şaşırtıcı bir kalite ve fiyattı. Acaba hâlâ öyle midir? Gidip göremiyoruz işte.

Keşke bir şans olsa da bana Passolig almadan sadece Kasımpaşa Stadı’na girme hakkı verseler. Zaten İstanbulspor da 1.Lig maçlarını bazı haftalarda orada oynuyor. Maç izleme alışkanlığıma dair şu ara en çok istediğim şey bu… Passolig varken özlediğim tek stadyum.

3 yorum:

Mr. Harvey dedi ki...

14 aralık 2012, kasımpaşa-trabzon türkiye kupası maçı, çay-köfte, penaltılara kalan maç, çıkışta vezirspor gs-fb halı saha maçı... anılar, şimdi gözümde canlandılar...

kutay dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
kutay dedi ki...

https://targetstriker.blogspot.com.tr/2012/12/kasmpasa-1-1-trabzonspor.html

kombinemiz olan sezon güzeldi