Cuma, Ekim 11

Adalet Oyunu


Türk sinemasında bazı filmler çok kıyıda köşede kalıyor. Nedenlerini anlamak mümkün değil. Tanıtım ve pazarlama bu kadar önemli mi? Peki sinemaseverlerin, sinefillerin etkileşimi nerede kalıyor? Üstelik 2000'lerdeyiz. Artık kulaktan kulağa duyurmak çok daha kolayken...

Adalet Oyunu'nun daha önce adını dahi duymamıştım. Fakat filmi heyecan içinde izledim. Gözümü bile kırpmadım. Film bittiğinde kafamda birçok soru oluştu. Sadece filme dair değil. Yaşama, hukuka, felsefeye dair birçok soru çıktı zihnimde. Böyle filmleri seviyorum. Hevesle internete girdim. Belki filmle ilgili yazılar bulur, kafamdaki sorulara cevaplar verebilen birileri çıkardı. Fakat ikisi de yoktu...

Ekşi Sözlük'te bile üç sayfa var sadece. Filmin 2011 yapımı olduğunu hatırlatalım. Yani değil internetin, sosyal medyanın bile hızla yükseldiği bir dönemde vizyona girmiş. Fakat arada kaybolmuş gitmiş.

Teknik olarak biraz zayıf. Artık sinema izleyici bu önemli bir unsur. Muhakkak ilgiyi etkilemiştir. Kesin rakam bilmiyoruz ama çok küçük bütçeyle çekildiği aşikar. Hemen hemen tek bir mekan kullanılmış. Bu da yeni dönem izleyicisini tatmin edecek bir nokta değil. Sinema filminden ziyade tiyatro oyunu olarak dahi değerlendirilebilir. Oyuncular ise şahane. Özellikle Mustafa Uğurlu ve Erol Keskin döktürüyor...

Fakat vizyonda sadece 6 bin kişi izlemiş. İnsan üzülüyor. Bilseydim, duysaydım para verip giderdim. Bari bir iki yerde ödül alsaydı... 

Filmin yönetmeni Mahur Özmen, kısa sinema kariyerinde iki film üretmiş. Ondan öncesinde bir avukatmış. Filmlerini izleyen veya konusunu bilenler için şaşırtıcı değil. Daha öncesinde ismini duymamıştım. 2018 yılında vefat etmiş. 

Ne ürettikleri bilindi, ne de daha fazla üretebildi. 

Hiç yorum yok: