Cuma, Mart 13

American Graffiti


Liseden mezun olan ve gelecek kaygısı taşıyan (ya da belki de taşımayan) gençler California sokaklarında arabalarıyla turluyor. Bu kadar basit bir konuyu, herhangi bir sürükleyici olay olmadan filme çekmek ve o filmden bir dönem analizi, bir gençlik tasviri, bir kültür aktarımı yapmak çok klas iş...

Bunu yapan adam George Lucas. Star Wars'tan hemen önce, çok basit bir sinema diliyle Amerikan gençliğini beyaz perdeye taşıyor. Herhangi bir olağanüstü/fantastik öğe yok. Hatta sinema izleyicisini koltuklara mıhlayacak herhangi bir olay da yok. Tabi ki ara sıra yarışan, birbirine meydan okuyan, kavga eden, polisten kaçan, birbirleriyle flört eden gençleri görüyoruz. Fakat bunlar bir heyecan duygusu yaratmak, seyirciyi koltuklara mıhlamak için kurgulanmıyor. Zaten 60'ların sokaklarında her gece yaşanabilecek olaylar, diyaloglar bunlar. Uzun bir gecede yaşanan, birkaç gencin başından geçen olayları, birkaç saati anlatan bir film. Benim için gerçek bir sinema deneyimi. En sevdiğim filmlerden biri olmadı ama izlerken çok keyif aldım.

Çok sayıda şarkıdan oluşan ve bir radyo programına dönüşen soundtrackler, komik replikler, dış mekan tercihleri filme şık bir hava katıyor. 1973 yapımı filmde, sonrasında Hollywood'a damga vuracak genç isimler rol alıyor. Hatta filmde yıldız isim olmaması nedeniyle yapım şirketi filmden baya umutsuzmuş. Zaten Lucas da filmi sadece 750 bin dolara çekmiş. Hatta birçok set çalışanı ilk etapta ödeme alamamış. Bu da filme olan saygımızı arttırıyor ama keşke bu film gişede başarılı olmasaydı! Zira 140 milyon dolarılık bir hasılat gelince Lucas, kafasındaki Star Wars projesini stüdyolara daha rahat kabul ettirebilmiş. Sinema tarihinin en büyük kırılması belki de. Ve buna sebep olan da ne yazık ki American Graffiti. Film, sanki kendi ayağına sıkmış gibi. Bugünlerde Star Wars'la yola çıkıp Marvel ile yetişen kitleye American Graffiti'yi izletmemiz mümkün değil.

Biraz After Hours, biraz Geleceğe Dönüş, biraz Asi Gençlik, çok az Rumble Fish... Sevdiğimiz tüm filmlerden bir parça var. Kıyıda köşede Copolla var. Sonuyla da alışılmışın dışında bir mesaj verdiğini söylemek mümkün. Ara sıra oturup dönüp bakmalı...


Hiç yorum yok: