"2003-2004 sezonunda, Fenerbahçe ile çıktığım ilk maçta aldığımız yenilgi sonrası ateş altındaydım. O günlerde ofisime Pierre van Hooijdonk geldi. 1.93'lük boyuyla karşıma oturdu ve monoloğa başladı. Her şeyi not ettim:
'Burada kendimi çocuk yuvasında gibi hissediyorum. Liderimiz yok. Bunları değiştirmenizi bekliyorum. Bazı oyuncuları gözden çıkarmalısınız. Buraya arkadaş bulmaya değil, başarılı olmaya geldim.'
Nokta ve virgül koymadan konuşuyordu. 'Lütfen' de demiyordu; talep ediyordu. Yüzünde mimik yoktu. Sabırla onu dinledim ve anlayış gösterdim. Sakin kalmayı yeğledim. Ona takımın yeni kurulduğunu, zamana ihtiyacı olduğunu söyledim. Kuşkuyla baktı. Nasıl biri olduğunu anlamıştım. Daha ilk günden itibaren çok profesyoneldi ve herkesten aynı şeyi bekliyordu. 18 yaşında olandan da 30 yaşında olandan da... Herkes onun gibi davransaydı Şampiyonlar Ligi'ni kazanırdık. Ama işler böyle dönmüyor. Bir teknik direktör olarak herkesin aynı olmasını bekleyemezsiniz. Pierre de bunu anlamak istemiyordu."
Christoph Daum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder