Bazı filmleri izlemek zordur. Sadece tempo meselesi değil. Tarihi bir arka plan varsa eğer, ve siz de o toplumdan uzaktaysanız, bilgileriniz kısıtlıysa bağlantıları kurmakta zorlanırsınız. Il Gattopardo; benim için böyle bir filmdi esasında. Fakat film boyunca öyle bir karizma akıyor ki; gözlerinizi alamadan izliyorsunuz. Burt Lancaster; Alain Delon'ı bile gölgede bırakıyor. Filmin yıldızıdır. Canlandırdığı karakter Fabrizio çok önemlidir. Büyün olay onun üzerine kurulmuştur. Western filmleriyle özdeşleşen bir adamdan beklenmedik bir film ve belki de kendi kariyerinin başyapıtı. Marlon Brando da bu rolü oynamak istemiş ama kısmet Lancaster için ayağa gelmiş.
Alain Delon'un ise en 'güzel' zamanları... Güzel bir erkek suratı nasıl olur sorusunun, vücuda yerleşmiş hâli. Her şey doğru oranda; muazzam bir geometri. Yanına da Claudia Cardinale gelince olay akıyor.
Bu kadar fiziksel övgü filmin hakkını çalmasın. Müthiş bir film. Keşke Garibaldi devrimi hakkında daha çok bilgi sahibi olsaydım. Neyse ki filmden önce CKM'de İlber Ortaylı'nın sunumuna rast gelebildik. Yani filme nispeten hazır girdik. Bu sayede filmi de kopmadan izleyebildik. Üstelik süresi 3 saate yaklaşsa da... Üstelik eski dönem filmlerini; dekorlarına ve kostümlerine çok yakınlık hissedemesem de... Balo sahnesinde halay çeken İtalyan gençlerini görünce çok uzaklaşmak mümkün olmadı.
Eğer bu filme kendinizi ayıracak zamanınız varsa; bir yerlere yetişme derdiniz olmayacaksa, oturup tüm benliğinizle filme odaklanabilirseniz; büyük keyif alabilirsiniz. Tekrar izlemek istediğim filmlerin sayısı azdır; bu onlardan biri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder