Cuma, Ekim 21

Mine Vaganti


En sevdiğim Ferzan Özpetek filmi oldu. Ama bu iyi bir ölçü sayılmaz. Diğer filmlerine çok hakim olmasam da izlediklerimden sıkılmıştım. Burada da çok fazla eksik olsa da en azından film boyunca güzel zaman geçirdim. Renkler, mekanlar, müzikler, iyi bir mizah ve yeşil bikinili Nicole Grimaudo filme verilecek notu yükseltti. Her ne kadar ortamlarda 'eşcinselliği anlatan film' olarak algılansa da bana klasik aşk filmlerinden biraz daha karışık bir üçgen gibi geldi. Ne de olsa 'eşcinsel' filmlerinde, bir toplumsal dışlanma anlatılır. Burada ise cinsel kimlik; aileden saklandığı anlar dışında toplumsal bir kaygı olarak çıkmıyor. Sadece heteroseksüel bir kadına duyulan ilginin yarattığı kafa karışıklı var. Hatta sahildeki sahne insana Ramiz Karaeski-Kenan Birkan ve Selma Hünel'i de anımsatıyor. 

Tomasso karakterinin Roma'dan gelen eşcinsel arkadaşlarının eve kattıkları hava, filmin büyük kısmına hakim olsaydı çok daha güzel olurdu. Bazı şeyler çok fazla uzatılmış ve neden uzatıldığını da filmin sonuna kadar beklesek de tam manasıyla bulamadık. Sanki bu gay çocuklar eve gelip insanların hayatını değiştirseydi; renklendirseydi; mesela sesini çok beğendikleri hizmetçiyi veya teyzeyi, anneyi değiştirselerdi çok daha güzel bir film hikaye olabilirdi.

Şu sahnenin tamamı filme hakim olsaydı; çok daha güzel olurdu.

Hiç yorum yok: