Cuma, Mart 10

Oluverdi



Maç sona erdiğinde şaşkın bir şekilde televizyona bakmaya devam ediyordum. Barcelona'nın tur atlamasına şaşırmazdım. Ama, az önce izlediğim maçın 6-1'e nasıl geldiğini o an çözemiyordum. Ve aradan geçen iki günde de hâlâ çözemiyorum.

İlk maç sona erdiğinde şundan emindim; muazzam bir rövanş izleyecektik. 2010'daki muhteşem Barcelona - Inter maçı gibi bir klasik karşımızda olacaktı. Hatta şundan emindim; 90 dakikayı tek bir yarı sahada izleyecektik. Olurdu veya olmazdı ama son anlara kadar merakla bekleyecektik.

Barcelona'nın tur atlamasına inananların kafasında tek bir senaryo vardı. Maçın 4-0 bitmesi ve uzatmalara gitmesi... Benim senaryom ise daha farklıydı. Barcelona ilk 20 dakikada 2-0'ı yakalar, sonra tempoyu düşürür ve soyunma odasına 2-0 önde girer. Dönüşte yine bir gol daha atar. 3-0'dan sonra Paris SG kalesini abluka altına alır. Ondan sonra 77-81 arası gelen bir Cavani golü maçı bitirir.

Aslında bu senaryo gerçekleşti. İlk 20 dakikada olmasa da devre 2-0 sona erdi. Sonra 3-0 oldu. Cavani'nin golü beklediğimden daha erken geldi. Fakat 87'ye kadar bu senaryo ufak farklar haricinde tutmuş gibiydi.

Fakat son dört dakikada her şey değişti. Neymar değiştirdi. Neymar maç boyunca kötü oynadı ama Barcelona'nın ön sahadaki 7 oyuncusundan hangisi iyi oynadı ki? Bence sadece Rakitic. Ama maç almak için büyük bir topçuya 5 dakika yeter. Bir frikik, bir kritik penaltıda topun başına geçme cesareti ve muhteşem bir orta... Maç kazandırmak için daha ne olsun? Peki Neymar'ın büyük bir yıldız olarak saygı görmesi için daha ne olacak? Bu çocuk; tipi, saçı ve davranışlardan kaybediyor. Ronaldo da aynı sorunlardan dolayı uzun süre saygı görmedi. Ama en azından yannda Sir vardı ve bu sayede kendisini de geliştirdi. Neymar, Barcelona'ya geldiğinden beri elit bir teknik adamla çalışmadı. Fakat onu sevmeyenler; açıklamalarını saha dışından yapmaya devam ediyor. Olabilir; ama saha içinde hakkını vermek gerekir.

Luis Enrique sezon sonunda gider mi emin değilim. Bu geri dönüşten sonra onun kalması için büyük bir baskı başladı. Ama bence o büyük geri dönüşe rağmen, Barcelona çok da iyi oynamadı. Televizyon önündeki şaşkınlığım tam olarak bundandı. Ne doğru düzgün bir hücum organizasyonu vardı, ne topu düzgün bir şekilde gezdirebildiler. Uzun zamandır, öndeki üçlüyü geniş alanda oynatarak, geçişlerle gol bulmaya çalışmışlardı. 1.5 sene sonra belki de ilk defa yeniden eskisi gibi, dar alanda topa sahip olarak gol aramaya çalıştılar. Bizim aşina olduğumuz Barcelona ezberini uzun süredir yanıstmıyorlardı. Çarşamba akşamı gördük ki, onlar da o ezberlerini unutmuşlar. Luis Enrique'ye yazılırdı bu. Ama maç 6-1 bitti. O zaman yazılmaz. 

Peki nasıl 6-1 bitti? Çünkü karşılarında yok hükmündeki bir Paris SG vardı. Sıfırdan biraz fazla belki. Ama bu seviye için çok yetersiz. Böyle bir maça hiç hazırlanmamışlar gibi. Sanki, ben 11 kişi topun arkasına geçersem; 90 dakika boyunca 4 gol yemem demişlerdi. Ama savunma da o kadar kolay bir iş değil. Bir anda yapamazsınız. Ve en önemlisi mental olarak güçlü ve takım disiplinine sahip olmalısınız. Bu eksikler de kesinlikle Emery'e yazılacak.

Bu maça dair bir iki cümlenin blogda olması lazımdı. Ama tarihin en iyi geri dönüşlerinden biri mi? Bence bir tık altı. Çünkü ne olursa olsun, hakem maçın önüne geçti. Daha temiz bir maç olsa daha şık olurdu. Fakat bu da Paris SG'nin bahanesi olamaz. Kendilerine verilmeyen penaltı, en kritik hataydı. Ama 'o penaltıyı verse maç orada bitecekti' söylemi yersiz. Çünkü ortada Paris SG gol attıktan sonra oynanan bir yarım saat ve yenilen üç gol var. Demek ki 80 dakikalık bir sürede de aynı sıkıntılar yaşanabilirdi. Barcelona'ya verilen ikinci penaltı, Suarez'in Liverpool günlerinden, hatta Hollanda'dan beri klasikleşmiş ayıbı. Bu arada herkesin atladığı, henüz 5. dakikada gücü ve fiziğiyle oynayan Matuidi'nin ağır bir sarı kartla cezalandırılması oldu. PSG'nin maç boyunca yumuşak kalmasının önemli sebeplerindendir. 

Yenilgileri hakemlere bağlamak, bu oyunun en gereksiz bahanesi. Hakemler maçta etkili olabilir. Ama 100 yıldır bu oyun oynanıyor ve bu gerçekle yaşanıyor. Bunlar oluyor, olmaya devam edecek. Hakemin maçın önüne geçtiği bir gerçek, maçın kalitesini bir tık düşürmüş olduğunu da kabul etmek gerekir ama bu izlediğimiz 90 dakikayı yok saymayı gerektirmez. Bu düşünceyi savunmanın futbolla hemen ilişkisini kesmesi gerekir, çünkü bu oyunda aradığı şeyi hiç bir zaman bulamayacak. Veya video hakem sayesinde bulduğu şey de bu oyunun kendisi olmayacak. Saha içinde olanların, yıllardır futbol sahasında ter dökenlerin ve oyunun gerçek sahiplerinin bu konuda daha makul olduklarını düşünüyorum. En azından top oynadıkları ülkelerin, toplumların onlar üzerinde yarattığı baskılar ölçüsünde...

Her şeye rağmen, unutulmayacak bir maç oldu. Bundan 20 sene sonra bile Barcelona, geride olduğu bir maça çıktığında rakibinden daha özgüvenli olacak. Kuşakları, nesilleri etkileyecek bir karşılaşma oynandı. Barcelona'nın kazanma kültürüne büyük bir katkısı oldu. Fakat bu sene için değil! Barcelona, Paris SG'i 6-5 ile geçti ama ilk maçı 4-0 kazanan PSG, ikinci maçı 6-1 kazanan Barcelona'dan çok daha sağlam ve organizeydi. O PSG finale kadar gidebilirdi ama bu Barcelona'nın çeyrek finali bile geçebileceği muamma... 

Hiç yorum yok: