Salı, Haziran 9

Spiker Terörü


Bizim milli maçlar ve kulüplerimizin Avrupa maçları bir acayip anlatılır. Ben son 10 yılda yenildiğimiz ve hakemin hiç hata yapmadığı bir maç hatırlamıyorum. Buna Murat'ın (Murathanoğlu) anlattığı maçlar da dahil. Yani, bütün iddialı üst seviye maçlarda, biz ne zaman yenilirsek onda mutlaka hakem lobisinin parmağı var.! 

Real Madrid'deki Rudy Fernandez Türkiye'de oynasa başka anlatılır. "Yine aldı puanı Fernandez. Nasıl da rakibine teknik faul verdirtti" denir. Orada oynadığı zaman da...

Bizde maçlar hep böyle anlatılır. Bu da ülkenin genel havası. Anlatıma da yansıyor. Murat'ı tenzih ediyorum ama genelde gördüğün zaman, atılan basketten bile zevk alamıyorsun. Maç seyreden insanımızın en sevdiği an, takımdaki bir oyuncunun smaç bastığı andır. Orada da adam öyle bir anlatıyor ki "Hay atmasaydın şunu keşke de adam bunu o ses tonuyla anlatmasaydı" diyorsun. 

Bilgin Gökberk / Ribaund Dergisi - Şubat 2020

Belki bu konuya 12 senelik blog tarihinde biz de değinmişizdir. Hatırlamıyorum. Fakat Bilgin Gökberk kadar direkt bir anlatımla derdimizi açıklayamadığımıza eminiz. Gökberk bu açıklamaları, Ribaund Dergisi'ne verdiği söyleşide dile getirmiş. En önemli detay bu cümleleri kullanırken yanında Murat Murathanoğlu da var. Yani, 'Yanımda bir basketbol spikeri var. Onları öveyim" falan dememiş.

Murathanoğlu da zaten hakem şikayetinin veya yabancı oyuncu eleştirisini en fazla yapan spikerdir. Hatta yaşını düşününce o ekolün öncüsü diyebiliriz. Gerçi Murathanoğlu'nun diğer spikerlere göre tek sorunu bu. Yoksa maçın önüne geçmek için ekstra çaba sarf ettiğini söyleyemem. Bu diğer spikerlerin işi. Gerçekten Gökberk'in son paragrafta verdiği smaç örneğini defalarca hissettim. Maç içinde kendi maçını oynayan spikerler, gerçekten maç keyfini düşürmekle kalmıyor; pozitiften negatife geçiriyor. Üstelik bu basketbol spikerlerine gelenek haline gelmiş durumda. Milliyetçiliğin ve şovenizmin daha revaçta olduğu futbol medyasında bile spikerler işi bu noktaya taşımıyor.

Görselde 2012 yılındaki Galatasaray - CSKA Moskova maçının olmasının bir nedeni var. O maçı salonda izlemiştim. Basketbol anılarımda en güzel yerlerden birine sahiptir. İyi ki de o maçı salonda izlemişim. Zira eve dönüp maçın tekrarını izlediğimde sinirlenecek kıvama gelmem beş dakika sürmüştü Herhalde salona gitmeyip, canlı yayını takip etseydim kesinlikle "Hay atmasaydın şunu keşke de adam bunu o ses tonuyla anlatmasaydı" derdim ben de...

Bilgin Gökberk boş konuşmaz. Ama artık az konuşuyor, az yazıyor. Özellikle spordan çok uzaklaştı. Keşke daha çok karşımıza çıksa... Özellikle 2008-2012 arası ondan çok beslenmiştik; yine olsun yine dinleriz...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ne kılsın be kardeşim. cidden ne kılsın be.
isim ver işte. murat kosova. o maçta kosova kötü bir sunum sergiledi öyle mi? yuh gerçekten. bence o inanılmaz atmosfere yakışan bir sunum yaptı. benim gibi düşünenler de senden çoktur eminim.
ha genel olarak evet spiker sorunu var. murathanoğlu deli ediyor. 2016 fb cska finalini örnek ver ama. ya da birçok milli maçı (ki esas sorunun millilik, milliyetçilik zaten). bu maçı değil.
bilgin de istese mis gibi yanlardı iktidara. kanal 24 zamanlarından atardı temeli. ama yapmadı muhalif oldu. helal olsun.