Yavaş yavaş futbola geçeceğiz ama gündem çok yoğun ve futbol gündemi de henüz deprem odaklı... Stadyumlardaki tezahüratlara da girebiliriz ama orası biraz daha otursun. Bakalım kim hangi tarafta, nasıl konum alıyor.
Biz önce Beşiktaş'ın taleplerinden başlayalım.
Beşiktaş yönetimi, 6 Şubat'tan itibaren bir şekilde gündeme gelmeyi başarıyor. Ve bir şekilde de oluşan ortamdan istifade etmeye çalışıyor.
Henüz depremin yıkıcı boyutunun altında kaldığımız ilk haftada bile Ahmet Nur Çebi saçma sapan bir açıklamaya imza atmıştı. O zaman tepki gördü, ondan sonra da açıklamayı geri çekmeye çalıştı.
Fakat günler ilerledikçe ve futbol topu dönmeye başladıkça, sadece Beşiktaş yönetimi değil, Beşiktaş'ın kanaat önderleri de aynı konuya girdi.
Malum Süper Lig'den iki takım çekildi. Bu ekiplerin kalan maçları vardı. O maçlar oynanmayacak. Peki ne olacak? Dünyada ve Türkiye'de her zaman olduğu gibi, hükmen yenilgi olacak. Fakat Beşiktaş yönetimi, bu olağanüstü durumu yok sayıp kendine avantaj elde etme yolları aramaya devam ediyor. Kendisinden başka da bu konuda destek bulamıyor.
Sığındıkları tek örnek de 2009-10 sezonundaki Ankaraspor. Oysa tamamen farklı bir süreç vardı o zaman.
2009-10 sezonunda Ankaraspor, Ankaragücü ile birleşmiş ve bunun sonucunda TFF tarafından küme düşürülmüştü. Yani Ankaraspor kendi isteğiyle ligden çekilmemişti. Ortada usulsüz bir durum vardı. Bir ceza olarak ligden düştü. Usulsüz duruma sahip bir takım olduğu için, daha önce oynadığı maçlar da hükmen yenilgi ile değiştirilmişti. Zira o maçlarda da rekabet koşulları sağlanamamıştı. Takım usulüne uygun değilse, o maçlar nasıl usulüne uygun olsun?
Tabi bize göre o dönem ligden düşürülmesi gereken takım (eğer bir usulsüzlük varsa) Ankaragücü olmalıydı ama TFF tavrını Ankaraspor'dan yana kullandı. Nedenleri az çok malum...
Fakat deprem nedeniyle ligden çekilmek zorunda kalan ve hakları korunan takımların böyle bir durumu yok. Bu ekipler lige başlamış, mücadelelerini yapmış, kimini yenmiş, kimine yenilmiş. Yanlış, hatalı, usulsüz bir durum yok. Fakat olağanüstü bir sebepten dolayı kalan maçlarına devam edemeyecekler. Bizi artık öncesi değil, sonrası ilgilendiriyor. Burada da karşımızda hükmen seçeneği gibi bir durum çıkıyor.
Örnekleri daha önce çok yaşadık. 1989'da trafik kazası geçiren Samsunspor'dan başlar, 1999'daki Sakaryaspor'dan devam eder, 2020'deki Elazığspor ile tamamlanır.
1999'daki Sakaryaspor örneği ilginçtir ve bir tesadüfü de barındırır.
O dönem malum deprem, Ağustos ayında gerçekleşmişti. Ligin hemen başıydı. 2.Lig'de mücadele eden Sakaryaspor sadece tek bir maç oynayabilmişti. Depremden sonra ligden çekilince ise geriye kalan bütün maçları 3-0'lık skorla tescil edildi. 17 Ağustos'tan iki gün önce oynanan karşılaşma ise aynen sona erdiği gibi kayıtlara geçti. Yani değişmedi. Yani 1-1 kaldı tabelada. İşte Sakaryaspor'un o günkü rakibi, bu sezon ligden çekilmek zorunda kalan Hatayspor'du. İşte o Hatayspor, o sezon diğer rakiplerinden iki puan az toplamak zorunda kaldı. Belki o iki puan verilseydi, play-off'a bile kalabilirdi. Fakat kimse o iki puanın peşinden koşmadı.
Hayır yani ne olması gerekiyor? O zaman adalet yerini bulsun diye bu takımlar mecbur oynamak zorunda mı kalsınlar? O da bu kafanın ürünü bir alternatif olarak karşımıza çıkabilir. Fakat bu sefer de "Depremde canı yanmış takımlara karşı oynayarak maç kazandılar, biz bunu geçersiz saymalıyız" diyerek bir kez daha üste çıkabilirler. Sen Gaziantep'ten Maxim'i alarak yola devam et; ben Maxim'li Gaziantep'i yendiğimde aldığım puan geçersiz sayılsın. Ne güzel adalet!
Yok bazı takımlar ilk maçını iç sahada oynamış da ikinci yarıda deplasmana gideceklerdi, şimdi deplasmandan kurtuluyorlarmış. Hocam, zaten fikstür bu yüzden çekiliyor. Depremin tarihi, zamanı da bilinmiyordu. Ne yapılsın yani... Saçma sapan talepler, saçma sapan gündemler. Bu bir adalet arayışı değil, bir fırsat avı...
Beşiktaş tarafı bunu hak ve adalet düzleminde ele alıyor ama yenildiği maça üç puan yazdırmanın veya sahaya çıkıp oynamış ve kazanmış takımın üç puanını silmeye çalışınca nasıl bir adalet sağlanıyor ben emin olamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder