Pazartesi, Nisan 14

Bir huysuz adam

Sorun penaltı kaçırması değil kesinlikle, Alex de o penaltıyı kaçırabilirdi; nitekim çok daha önemli bir deplasmanda, Celta Vigo maçında penaltıyı kaçırmıştı. Sorun Kezman'ın kendisi, varlığı sorun. Kabına sığmayan egosu... Sorun penaltı pozisyonundan iki dakika sonra sol çaprazdan pas vermesi gerekirken, önü kapalı olmasına rağmen o açıdan kaleye vurması. Dünden sonra kesinlikle şuna inandım, Kezman için önemli olan gol atması, takımın ne yaptığının zerre önemi yok. Sorun, öyle veya böyle kariyerinde bu kadar golü olan adamın, bir penaltı için Alex'e yalvaran gözlerle bakması. Sorun, Gaziantep deplasmanında maç 0-4 iken kendisine geç pas atan Deivid'e bağırıp çağırması. Sorun, basından şikayet ederken, sakatlığı boyunca Semih'in 7-8 haftada gösterdiği performansın yarısını iki senede göstermiş olsa aynı basının neler yazacağını düşünmeden, rekabet ettiği takım arkdaşını düşünmeden atıp tutması. Sorun, kendisini dünyanın en iyi golcülerinden biri zannetmesi ama 2004'ten beri Kezman'ı gören yok ortalıkta. Londra'da olmadı, bir küçüğü Madrid'te olmadı, buraya geldiğinde Türkiye ligini Katar ligi zannettiğinden olsa gerek "30 tane atarım, 40 tane atarım" diye atıp tutuyordu, burada da olmadı, ve olmayacak da. Takımı yakan isim falan değildi dün için, ama uzun vadede bütün oyuncuların mutlu etmek için uğraştığı yılda 3 milyon avroluk bir sorun yumağı Kezman.

Hiç yorum yok: