Perşembe, Temmuz 24

Baklava-Pasta


Türk futbolunda futbolcuyla tribünün ve basının en içiçe olduğu dönem herhalde 80lerdir. Biz o günlerin ucuna yetiştik ama yaşadığımız kadarıyla tav olduk o günlere. O günlerin en önemli özelliği birçok rituelin olmasıydı. Zamanla ortaya çıkan endüstriyel futbol kavramı bu rituelleri, gelenekleri yedi bitirdi. Mesela eskiden transfer döneminde transferin gözde futbolcusu zengin yöneticilerin şehirden uzak evlerine kaçırılır, orada saklanırdı. Artık bunun yerine resmi site günde 50 defa tıklanır, transfer var mı diye bakılır, transfer varsa topçunun havaalanına ineceği gün beklenilir.

Bir diğer geleneği en güzel Emre Atasoy yazmıştı. " O zamanlarda "çarşamba idman bas, perşembe baklava dağıt" şampiyonluk reçetesiydi." Son yılların en tatlı geleneği ise Samandıra kökenli olmasına rağmen tüm ülkenin hoşuna gitmişti. Doğumgünu olan topçunun arkadaşları tarafından un ve yumurta saldırısına uğraması gazetelerden neşeyle takip ediliyordu. Fakat bu gelenek de "dede" Aragones tarafından son buldu. Dünkü kutlamada Wederson pastasının üzerindeki mumları üfleyerek arkadaşlarına pasta servisi yaptı.

Şimdi bu gelenek belki İngiltere'de devam eder. Her deplasmana gidişte otobüsü memleketinde durudurup köfte dağıtan "gelenekçi" Tuncay, belki bu sene Middlesbrough idmanında Gareth Southgate'in şaşkın bakışları önünde Afonso Alves'i kovalarken görebiliriz. Görmek isteriz.

Hiç yorum yok: