Perşembe, Şubat 15

V for Vendetta


V for Vendetta, 2005-2006 gibi gösterime girdi ve çok sevildi. Yine de Türkiye'de asıl ilgisini bulması 2013'tü. Gezi Parkı zamanında, film ve maskesi kültü bir figür haline gelmişti. "Remember remember, the fifth of november" sözü birçok direnişçinin ve isyankarın ilham kaynağıydı. Fakat film sona erip biraz araştırma yapınca ne o tarihe, ne de filmdeki maskelerin asıl sahibi Guy Fawkes adlı tarihi kişiliğe yakınlık kurmak mümkün olmadı.

Evet kendisi İngiltere'de parlamento binasını patlatmış olabilir, fakat adamımız bunu anarşist duygularla yapmamış. Amacı katolik duygularını tüm Britanya'ya yaymakmış. O esnalarda İngiltere'de aristokratlar hüküm sürdüğü için, bu saldırı aristokrasiyi de hedef almış gibi gözükse de, onun yaktığı (daha doğrusu yakamadığı) nihayetinde bir devrim ateşi değilmiş. Hatta belki de demokrasiyi hedef alan bir yobaz bile olabilir ki o zaman işler çok karışır! O nedenle herkes kimin maskesinin arkasına gizlendiğini iyi bilmeli.

Zaten bu Wachowski kardeşleri oldum olası sevemedim. Kofti anarşistler gibi gelirler bana hep. Bu filmde de aynı temelsizlik göze çarpıyor. Tabi bunun nedeni, filmin esinlendiği çizgi romanın kendisi mi yoksa benim ayar olduğum yönetmen ikili mi emin değilim. Çizgi romanın hayranları filmi ve anlatmak istediği mesajı beğenmemiş ve film gösterime girdikten sonra bazı protestolarda bulunmuşlar. Buradan yola çıkarsak sanırım ben haklıyım. 

Yine de hakkını vermek lazım; baş karakterimiz V, Guy Fawkes gibi değil. O isyana ve anarşizme daha yakın. Eylemleri ve düşünceleri ile kısmen de olsa takdirimi aldı. Film boyunca hiç yüzünü görmediğimiz Hugo Weaving de işini halletmiş. Eh yanında da Natali Portman var. Ona hiçbir zaman kötü bir şey yazamam zaten. İşin oyunculuk kısmını iki kişi halletmiş. Filme odaklanmamızı sağlayan da onlar zaten.

Kurgu da fena değil. Heyecanlı bir film karşımızda. Fakat gençlerin, eski siyasi gençlerin, yeni ergenlerin yüreğine oynamak dışında da çok fazla numarası yok. Ben de keyifle izledim, sonuçta genç biriyim. Fakat sonlara doğru iyice sıkıldım. Neden tarihin en iyi filmlerinden biri olarak gösterildiğini ise tam olarak anlamadım.

Her şeye rağmen Türkiye gibi bir ülkede sevilmesini ise anlıyorum. Ne de olsa benzerlikler çok fazla. Sadece medyanın tutumu bile, insanların bu filme yakınlık duymasına neden olabilir. Hatta bir sahnede ülkeler sayılırken 'Kürdistan'ın adının geçmesi bile, insana "Bu film Türkiye sorunlarını tartışsın diye yapılmış" dedirtiyor.

Hatta bazı gözde dizilerimizi bile anımsadım. V'nin takıldığı yer Şubat'ın evi gibiydi. "İntikam, onun için kızdan daha önemliydi" cümlesini duyunca gözümün önünden Ezel, Eyşan, Ömer, Cengiz, Ramiz geçti.

Bu arada hikaye 2020'deki İngiltere'de geçiyor. Şunun şurasında iki sene kaldı. Bakalım ne kadar gerçekçi olacak. Keşke 2013 Türkiye olsaydı, o zaman her şey çok daha iyi oturacaktı.

Hiç yorum yok: