Portekiz Ligi'nde 19 sene sonra şampiyon değişti. Böyle ifade edince 19 senedir aynı takım şampiyon oluyormuş gibi bir hava çıkabilir. Fakat iki, takım da çok değil. Porto ve Benfica, son 18 seneye damga vurmuştu. Porto 11, Benfica 7 sezonu şampiyon olarak bitirmişti.
En son 2001-02'de şampiyon Sporting'di. Rumen hoca Laszlo Bölöni yönetiminde ve 42 gol atarak ikinci defa Altın Ayakkabı kazanan Mario Jardel önderliğinde kupaya uzanan Sporting'in önü açık gibi duruyordu. Ama öyle olmadı.
Uzun seneler boyunca ilk ikiye bile girmekte zorlanan Sporting'in hasreti bu sene sona erdi. Bu sefer şampiyonluk biraz daha farklı bir yoldan geldi. 42 gol atan bir santrfor yoktu mesela. 23 gol de az değil ama! 22 yaşındaki Pedro Gonçalves, yaşından daha çok gol atarak sezonu gol kralı olarak bitirdi. Kesinlikle sezonun sürpriz isimlerinden. Öncelikle kendisi bir orta saha oyuncusu. Bir yeteneği olduğundan bahsedebilirdik ama geçen sezon Famalicao'da 5 gol attıktan hemen sonrasında sezona gol sayısıyla damga vurup tarihe geçmesi beklenmiyordu.
Sporting'in kadrosu böyle sürprizlerle dolu. Hatta teknik direktörü bile! Benfica'da futbol oynadığı dönemden hatırlayabileceğiniz Ruben Amorim, teknik direktörlük karıyerinde çok hızlı yükseldi. Geçen sezonun devre arasında, Braga'nın B takımından A takımına atladı. Yarı finalde Sporting'i, finalde Porto'yu yenerek Lig Kupası kazandı. Pandemi arasından sonra da Sporting'in yolunu tuttu. Ve bu sezon şampiyonluk geldi.
La Liga'dan hatırladığımız Antonio Adan, 34 yaşında kariyerinin en muhteşem sezonunu geçirdi. Gerçi ara ara, özellikle sezon başında hatalı goller yedi ama sezon boyunca 20 gol yiyen takımın en dikkat çeken oyuncusuydu. 4 kere ayın kalecisi seçildi.
Bir başka İspanyol Pedro Porro'nun adını ileride sık sık duyarız. 22 yaşındaki Jovane Cabral ilginç bir tarz. Parçalar birbirini buldu ve şampiyonluk geldi.
Sporting, sezonun büyük bölümünde açık ara öndeydi ve bu da şampiyonluk yarışını zevksiz kıldı. Fakat bir ara "şampiyonluğu verirler mi" sorusunu da sordurdular. Nisan ayındaki dört maçta altı puan kaybedince bir ufak heyecan hissedildi. Fakat hemen toparladılar. Sezonun tek yenilgisini, şampiyonluğu garantiledikten sonra oynadıkları Benfica deplasmanında yaşadılar.
Benfica ve Porto istedikleri gibi bir sezon yaşayamadılar. Benfica sezonun ilk yarısını çok kötü geçirdi. Geçen sezon pandemiden sonra da benzer bir düşüş içindeydiler. İkinci yarıda muhteşem bir çıkış yakaladıklarında iş işten geçmişti. Yine de önümüzdeki sezon için bir ışık verdiler. Porto'nun ise ağırlığı Şampiyonlar Ligi'ndeydi. Çeyrek finale kadar yükseldiler, Juventus'u elediler. Geçen sene 82 puanla şampiyon olmuşlardı. Bu sezon 80'de kaldılar ama 82'yi yakalasalar yine şampiyon olamayacaklardı. Zira bu sefer çok iyi bir Sporting vardı.
Sıkışık bir fikstürün olduğu sezonda Sporting'in en büyük şansı, belki de Avrupa'dan erken elenmek oldu. Ezeli rakiplerinin önüne geçmesinde avantaj sağladı. Yeşil-beyazlılar, ekim ayında LASK Linz'e 4-1 yenilerek Avrupa'ya veda etti. Belki o maçtan sonra tepetaklak da olabilirlerdi ama zirveye yürüdüler. Bu açıdan Beşiktaş'ın şampiyonluğuna benzetebiliriz.
Beşiktaş da önce PAOK'a, sonra Rio Ave'ye yenildi ve Avrupa defterini kapadı. Beşiktaş şampiyonluğa giderken Rio Ave Portekiz'de küme düştü. Açıkçası son ana kadar inandırıcı duran bir senaryo değildi. Rio Ave kötü bir takım değildi. Hatta uzun süre düşme korkusu da yaşamadı. Orta sıralarda gezindi. Fakat son 12 haftada sadece 1 maç kazanabildiler. O galibiyet de son haftada geldi ve direkt düşmekten kurtuldular. Play-out'ta ise daha büyük bir sürpriz oldu ev alt lig takımı Arouca'ya iki maçta beş gol yiyerek elendiler.
Ligin en az gol yiyen 7. takımı küme düştü. Fakat diğer yandan ligin en az gol atan takımıydı. Bu da sorunun nerede olduğunu gösterdi.
Ligin ilk dört sırasındaki takımlar sürpriz değildi. Sporting, Benfica, Porto, Braga'nın arasına son yedi sezonda sadece bir takım (Guimaraes) girebildi. Adeta beşincilik, başka bir ligin şampiyonluğu demek. Mesela geçen sezon bunu Rio Ave başarmıştı ama sonu kötü oldu. Bu sezon ise Paços de Ferreira oturdu oraya. Kesinlikle hak ettiler. Sezonun son bölümünde 'salmasalardı' belki ilk dörde de girebilirlerdi.
Geçen sezon lige yükselen Nacional ve Faranse ise aynı hızla geri döndüler. Famalicao'nun berbat geçen ilk yarıdan sonra sezonu 10. sırada bitirmesi de sezonun hikayelerinden biriydi.
Son bölümde öne çıkan bazı oyuncuları sıralayalım. Benfica'nın İspanya 2.Ligi'nden transfer ettiği (Almeria) Darwin Nunez, 44 resmi maçta attığı 15 golle dikkat çekti. Şampiyonlar Ligi'ne damga vuran Mehdi Taremi'den ayrıca bahsetmeye gerek yok. Braga'dan Iuri Medeiros, Avrupa'da çok gezdiği yılların ardından en iyi dönemlerinden birini yaşadı. Paços'un Güney Afrikalı hücum oyuncusu Luther Singh, uzun zamandır bu ligde ama halen 23 yaşında ve bu sezon en etkili ışığını yaydı. Takım olarak 36 gol atan Tondela'nın İspanyol oyuncusu Mario Gonzelez, 26 maça 14 gol sığdırdı. Daha iyi bir takımda daha iyi işler yapabilir.
Çok keyifli ve heyecanlı bir sezon değildi ama pandemi zamanında Avrupa'da kaç ligde güzel sezon vardı ki? Yine de alışılmışın dışına çıkan bir senaryo, değişiklik yarattı. Bu da fena değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder