Klasik bir şehir efsanesidir. 1976 Oscar'ını Rocky kazanınca, Taxi Driver'ın yönetmeni Martin Scorcese hafiften bir sinirlenir ve De Niro'yu yanına alarak Raging Bull'u çeker.
Bu hikaye doğru veya yanlıştır ama gerçek olan bahsedilenler, sinema tarihinin en iyi filmlerinden ikisidir. Ve boks filmlerinin en iyi ikilisidir. De Niro zaten o yıllarda şöhretti, Godfather ve Dear Hunter gibi Oscar kazanmış iki filmde boy göstermişti. Fakat Stallone, Rocky sayesinde şöhret merdivenlerinden çıktı
Tüm bu arka planın ardından, her sinemaseverin tartışmaktan hoşlandığı bir konu vardır. Ringde Rocky mi döver yoksa Jake LaMotta mı?
Bunu görmek pek mümkün değildi ama yapımcılar 2013 yılında vizyona bir film sokmuşlar. 60'ını aşmış De Niro ve Stallone'u yeniden (biri 70, diğeri 67 yaşındayken) ringe ve beraber kamera karşısına çıkarmışlar.
Daha proje aşamasındayken dahi bunları düşününce, karşımıza hoş bir filmin geleceğini hissedebilirdik. Fakat ilginçtir, benim böyle bir projeden hiç haberim yoktu. Belki benim gözümden kaçmıştır ama yine de isminin daha çok duyulması gerekiyordu. Gerçi ABD'de gişede bekleneni verememesi de önemli bir ayrıntı...
Tabi şahane bir fikir olmasına rağmen, şahane bir filmden bahsedemeyiz. Bazı sahneler bilgisayarda hazırlanmış gibiydi. İki ustanın yanındaki yırtık menajer Kevin Hart, izlediğim en zayıf Kevin Hart'tı. Kim Basinger ve Alan Arkin güzel renk katmışlar. De Niro'nun oğlunu oynayan Jon Berthal, mimiklerini, duruşunu ve hatta mizacını De Niro'ya çok iyi benzetmiş. Hiç yadırgamadık.
Filmde Rocky esintileri çok daha fazla. Harika bir mezbaha sahnesi var. Bir boks salonunda duvarda Rocky posteri görüyoruz. Hikaye de Rocky'nin hikayesini andırıyor. En sonda da Mike Tyson ve Evander Holyfield'ı görüyoruz.
Grudge Match'ı izlediğim akşam, diğer alternatifim I am not Madam Bovary isimli bir Çin filmiydi. Belki ikincisi daha kalitelidir ama günün sonunda yanlış karar vermediğimi düşünüyorum. Fena zaman geçmedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder