Pazartesi, Aralık 26

Alışkanlık





Telefonda temizlik yaparken bu fotoğrafları buldum. Bana ait değil; kim çekmiş, kim yollamış hatırlamıyorum. Hakkını helal etsin. Telefonda durup 'silinme' tehlikesi ile karşı karşıya kalacağına burada kalsın.

Artık o eski 'özledik be abi' yazılarına girmek istemiyorum. Zaten artık değil stadyumun kendisi, onun arkasından dökülen ağıtlar bile 'eski' sıfatını alır oldu. Bu postu 11 Ocak'ta koyup akıntıya kapılmak da istemedim. Tam zamanında denk geldi.

Olan oldu. Hayat devam ediyor. 'Alışırsınız' dediler, alışmadık. Yerine bir şey de koyulmadı. Ama belki daha iyi olmuştur. Yerini dolduracağız diye dün soğukta Alanyaspor maçına gitmektense; dün soğukta kendim top oynadım. Daha önceki haftalarda olduğu gibi...

Bu hayatta edilgen olmama zorlanmama dayanamıyorum. Kabul etmiyorum. Sahnenin en önünde olmak istemem ama ortaya çıkan ürünün ve değerin bir parçası olmak isterim. O ürün çok kaliteli veya çok rağbet gören bir şey olmasa da... 

Yıllardır yaşadığımız ve bizim 'romantik' damgası yememize neden olan çarpıntının ana fikri bu. Sami Yen'de veya onun gibi yerlerde olayın aktörü olduğunuzu hissediyordunuz. Size ait bir şeylerin olduğu ve yaşanan ana dahil olduğunuz alanlardan bahsediyorum. Sadece stadyum değil; yürüdüğünüz sokaktan gittiğiniz birahaneye kadar... Hatta belki de yaşadığınız ülke bile...

Yenilerde ise artık edilgen bir roldesiniz. Kabul edin veya etmeyin; gerçek bu. O nedenle her şeye rağmen, olayın/anın içinde olmaya çalışmaya devam ediyorum. Bunun için alternatifler üretmeye çalışıyorum, yeni alanlar açıyorum ama kesinlikle bana verilen rolü kabul etmiyorum. Zorlandığımızı kabul ediyorum. Tam anlamıyla da hakkını veremiyorum. Belki bu nedenle kendimi yiyip bitiriyorum, hatta birçok kişiye kendimi ifade etmekte güçlük çekiyorum ama günün sonunda daha huzurlu olduğumun farkında oluyorum. 

Maç saatinde kendi maçımı oynamak daha iyi geliyor bana. Kimse izlemiyor, Türkiye nefesini tutmuyor, puan hesapları yapılmıyor ama terliyorum, insanlarla iletişime geçiyorum ve en önemlisi sahadayım. Yok edilen eskiye takılmadık ama dayatılan yeniye de kapılmadık...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Hislerini, farkında olmadığım hislerimi çok güzel anlatmışsın.