Saul Fia zor film. İzlemesi zor, tekniği zor. Alışıldık değil. Öyle bir gerçeklik ve sertlik var ki; bu zorluk sizi 'sıkıldım' demekten alıkoymuyor. Ama uyuklayabilirsiniz. Ben kaldım. İki kere izlemeye çalıştım, ikisinde de uyuyakaldım. Ama sıkıldığım için değil. Belki de insan dayanamıyordur ve gözlerini kapatmak zorunda hissediyordur.
Bugüne kadar çok film izledim. Temposu nedeniyle, zayıf senaryosu nedeniyle uyuya kaldığım da oldu, çok şiddetli filmler de izledim. Bariz şiddet. Kanlar, havada uçuşan organlar gibi. Sinemada bunlar olur.
Saul Fia'da bunlara rastlamazsını ama yine de izlemesi zor. Çünkü öncelikle bir cesarete sahip olmanız lazım. Diğer İkinci Dünya Savaşı filmleri gibi, diğer toplama kampları görüntüleri gibi değil. Orada savaşın kendisi, işkencenin acısını hissediyorsunuz. Dram eklenir biraz, filme güç katar. Ama Saul Fia'da durum aynı değil. Saul'un yüzünde veya arkasındasınız devamlı. Toplama kampına dair pek bir şey görmüyorsunuz. Ama bir insanın yüzündeki korku, acı, hırs, endişe, tepkisizlik hepsine şahit ediyorsunuz. Ama mesela hiçbir Bir insanının hayatında yaşayabileceği en zor iki günde sadece onu hissediyorsunuz. Bu dramatik bir tarihi olay hakkında bilgilenmek gibi değil. Direkt kampın içindesiniz. Hatta direkt Saul'un arkadaşı veya yanındaki herhangi biri oluyorsunuz.
Yönetmen László Nemes'in ilk filmi, Oscar dahil neredeyse tüm ödülleri topluyor. Başroldeki Géza Röhrig, yüzü ve mimikleri ile şov yapıyor.
Tekniği farklı, kurgusu farklı... 2015'in en iyi, tarihin en zor filmlerinden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder