Pazartesi, Şubat 20

Heparı'ya ÜzülMC



Tarihi mekanların kapanma muhabbetlerini hep uzaktan izledim. Tarihi demek ne kadar doğru gerçi. Salaş kahvaltıcılar, profiterolcüler, kitapçılar, iş yapmadığı için kapanan onlarca tükkan... Bunlar ünlü oldukları için hep göz önündeydiler. Kapanan, el değiştiren dükkan hikayelerini daha çok seviyorum sanki.

Bostancı-Göztepe arasını 'Cadde' tarafından yürüyenler iyi bilirler. Uzun zamandır kiralık/satılık/taşınıyoruz/proje alanıdır levhaları aldı yürüdü. Maç günleri ve milli bayramlar da bile eski tat yok. Ud çalan teyze, kör kalemci, çıplak ayaklı "çok açım abla" diyen çocuk....Greenpeaceçiler bile kayboldu.

"Mc Donald's-Şaşkınbakkal kapandı" dediler ne kolay söylediler, sanki koskoca bir Big Mac'i.... Mc Donald's kapandı diye buruk ve mayhoş bir tat  hissedeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.

Romantik tayfa hep der ya: "İnönü, Sami Yen, Bursa... Bunların yıkılmasıyla sadece taraftarlarının anıları yıkılmıyor, diğer takım taraftarları da orada maç izlemişti , onların da anıları var"  

İlk sevgili, ÖSS, dershane, test kitapları, yoldan geçen atkılılara bakarak "ulan şu Samsun çaksa şunlara bugün" diye iç geçirmeler, "yemekler benden ama tatlıları sen ısmarla" diyerek kızın gönlünü yapmak, gençturkcell şifresi ile çekilen ziyafetler, Ramazan menüleri, Dünya Kupası promosyonları için çocuk menüsü yemek, "kardeşime alıyorum" diye bahaneler uydurmak, sadece tuvalete geldiğin anlaşılmasın diye değişik triplere girmek, 'Avrupa'da yediğin tepsiyi kaldırıyormuşsun' muhabbetleri, alt geçitte metalciler/motorcular varmış saldırıyorlarmış efsaneleri...

Aron Angel diye bir üstad var, rahmetlik olmuş. Cumhuriyet sonrası İstanbul'da o zamanın kentsel dönüşümünü başlatıyor. Şimdikinin tam tersine tabi. Ağaçlıklı, geniş kaldırımlı , az katlı caddeler tasarlıyor. Bağdat Caddesi, Valikonağı, Haydarpaşa... Hatta meşhur Taksim Kışlası muhabbetinde ters düşüyor kodamanlarla. "Bay Angel değil Bay Engel" diyorlar o zamanın A Haber'inde..

Buradan girip, Revivo'dan, Balili'den çıkmaktı niyetim ama üstadın torununun Uzay Heparı olduğunu yeni öğrendim. Hadi buyur. 'Yas'ımıza soundtrack oldu resmen.



"Adam her şeyinden kısar ama boğazından kesmez" diyenlere ufak bir "koyduk mu" çekmiyor  da değilim hani..


Yazar: Refet

Hiç yorum yok: