Salı, Ekim 3

Bodrumspor 0-1 Afyonspor


Bu sene nisan ayında dört arkadaş Amsterdam'a gittiğimizde; aynı gün şehirde Ajax - Feyenoord maçı vardı. Stadyuma gitmeyi bir an bile düşünmedik. Yanlış olmasın, bir an düşündük ve çok çabuk bir şekilde, aynı anda 'Gerek yok' dedik ve yolumuza devam ettik.

Eskiden, kafamızdaki tek hayal bu olurdu. Dünyanın her yerini gezmek ve dünyanın her yerinde maç izlemeye çabalamak. Dünyayı ve hatta Türkiye'yi gezme konusunda çok efektif olamadık ama ayağımıza gelen fırsatlar da artık eski günlerdeki kadar heyecan uyandırmıyordu.

Ajax - Feyenoord derbisi bile artık heyecan uyandıramıyor olsa da, bu ülkenin 2.Lig'i kendine has cazibesini taşımaya devam ediyor. Modernlik yok. Lüks yok. Rahatsız eden rahatlık yok. Orada olanların büyük bir kısmı; büyük stadyumlardaki kalabalıklar gibi 'orada gözükmek için' orada değiller. Büyük bedeller ödenmiyor. Elde; kentte, şehirde, mahallede sadece bir 2.Lig maçı var ve insanlar oraya gidiyor. Yaşayan bir topluluğun gündelik hayatına karışmak için en kısa yollarından biri. Pendik'te de Bodrum'da da ve muhakkak başka şehirlerin başka eski ve ışıklandırmasız stadyumlarında da durum aynıdır.

Bodrum'da geçireceğim bir haftanın bir gününü Bodrumspor - Afyonspor maçına ayırmaktan gocunmadım. Ben bu satırları yazana kadar iki takım birer maç daha yaptı. Siz bu satırları okuduğunuzda belki sayı daha da artacak. Önemli değil. Bu blogun amacı güncelliği yakalamak değil, tarihe not düşmek. Bu maça gidildi ve buradaki yerini aldı. Gerisi önemli değil.

Bu kadar giriş yapmamın bir nedeni var. Bodrumspor'un daha önce birkaç maçına daha gitmiştim. 3.Lig'deki ilk dönemlerinde de şampiyonluk maçlarına da, yazın ortasında da, baharın sonunda da gitmişliğim var. Ve ilk defa bir hafta içi maçına denk geldim. En keyiflisi de bu oldu. Üstelik biraz korkarak gitmiştim. Yazın son güzel günlerinde saat 16.00'da, hele bir de hafta içi bomboş tribünde olabilir ve sıkıcı bir maç izleyebilirdim. Tam aksi oldu. Maçın kalitesi lig standartlarının üstündeydi. Lig standartını düşününce, üstüne çıkmak bir futbol ziyafeti sunmaya yetmese de... 

Tribün de beklediğimden daha dolu ve daha çeşitliydi. Bunda en büyük pay, sırt çantalarıyla okuldan çıkan, kızlı erkekli gruplarla maça gelen lise öğrencileriydi. Okullara bedava bilet mi iniyor yoksa bu öğrenciler kendi özgür iradeleriyle maça gelip sosyal bir ortam mı yaratıyor emin değilim. Bu konu hakkında hiçbir bilgim yok ama umarım ikincisidir.

Anadolu'da; dükkanını kapatarak şehirdeki takımının maçına giden esnaf meşhurdur. Dört sene önce amatör ligde oynayan Bodrumspor'un hızlı ve beklenmedik yükselişi henüz bu kültürün oluşmasına neden olamadı. Fakat her defasında maça gelen insan tiplerinin sayısının arttığını görebiliyorum. Mesela, dışarıda kapalı dükkan görmezken içeride liselilerin yanı sıra çok sayıda yaşlı kadın da vardı.

Fakat maçın sonu onlar için iyi olmadı. Maç boyunca biraz daha topa sahip olan, atak yapmaya çalışan Bodrumspor'du ama Afyonspor daha akıllı bir şablonla sahada olunca oyun kilitlendi. Yabancı sınırının genişlemesiyle, üst taraftan aşağıya doğru akan yerli oyuncu sayısı, 2.Lig'deki birçok takımın 'kaşar' futbolculara forma giydirmesine neden olmuştu. Bodrumspor da Afyonspor da geçen sezon 3.Lig'den 2.Lig'e yükseldi. Bu ligde kalmak için güçlü ve tecrübeli bir karo kurma yoluna gidebilirlerdi. Ama her iki takım da, bu bağlamda kaşar futbolcu sevdasına kapılmadı. Sahada da bunun etkisini gördük. Daha sistemli olmaya çalışan, beraber oynamak için uğraşan iki takım vardı. Fakat Bodrumspor'da sezon başında yaşanan teknik direktör değişikliği hücum alanında sıkıntı yaşamasına neden olmuş gibi duruyor. Hücum planları çok kısıtlı kaldı, rakibin oturmuş savunmasını aşmak mümkün olmadı.

Emrah Serbes'in karıştığı kaza ile ilgili itirafını Twitter'a yayması bu maç anına tekabül eder. Bir yandan maç sık sık durakladığı için (ve skorbordu olmadığı için kaçıncı dakikası olduğunu bilemediğimizden) göz ucuyla watsapp gruplarının 'Serbes' tartışmalarına katılırken bir anda gol oldu. Aslında gol olacak bir pozisyon da yoktu. Zaten o  nedenle gözüm watsapp'taydı. Bir anlık savunma hatasını değerlendiren Yasin Yener, son dakikada Afyonspor'un galibiyet golünü attı. Golün sonuna yetişmek de, bizim anlık hatamızdı.

2.Lig böyle hataları kaldırmıyor. Bodrumspor, Sarıyer'i yenerek başladığı ligde istediği gibi ilerleyemiyor. Bu maçtan sonra da Kastamonuspor'a yenildi. Durum pek iç açıcı değil ve bu hafta da lig lideri Keçiörengücü ile oynayacak. Takımın özellikle hücum anlamında sıkıntıları var. Üretmekte zorlanıyorlar. İkinci yarıda oyuna giren 19 yaşındaki Salim'i beğendim. Forvet Çağrı ise geçen sezonun devre arasında takımdan ayrılan Mümin'i fazlasıyla aratıyor.  Afyonspor ise yeni yükseldiği ligde Bodrumspor'un aksine müthiş işler yapıyor. Bunun tesadüf olmadığını sahadaki duruşlarından anlamak mümkün. Grupta üçüncü sıradalar.

Bunların hepsi başka konular ve maçtan 10 gün sonrası için çok da değeri yok. Asıl olarak; alt ligde bir hafta içi gündüz maçında tribünde olmak önemliydi. Yine sebebini bulamadığımız, nasıl olduğunu çözemediğimiz bir şekilde oradan bir zihinsel arınma ve toplumsal bütünleşme ile ayrıldık. Bir önceki yüzyılda stadyumlar bunun içindi. Ama kesinlikle, 21. yüzyılda ne Amsterdam Arena'da ne Maracana'da ne başka stadyumda; 2.Lig'dekine benzeri olabilir.


Hiç yorum yok: