afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Perşembe, Nisan 14

2022 Kışına Hazırlık

Dünya Kupası kura çekimin üzerinden iki hafta geçti. Gündemdeki yerini kaybetti. Ayrıca turnuvaya da daha aylar var. Fakat yine de önden bir grup aşaması içeriği iyi gider. Zaten futbolda saha dışına dair en sevdiğim olaylardan biri kura çekimi. Takımların kimlerle oynayacağının tamamen tesadüfi bir şekilde belirlenmesi bana biraz komik ve heyecanlı geliyor. En azından bütün sezonu kapsayan lig statüsünün yanında bir değişiklik.

Öyleyse başlayalım. Katar'daki Dünya Kupası hem mevsim nedeniyle hem de hazırlık sürecinde yaşananlar sebebiyle bize öncekiler kadar heyecan vermeyecek. Yine de skorları ve maçları takip edeceğiz. Zaten önceki paragrafta kura çekimini ne kadar övsek de bu turnuvadaki kura da bizi çok heyecanlandırmadı. Zira ilk iki kategori ile diğer iki kategori arasında derin bir fark vardı. Bu da bir turnuva geleneği olan ölüm grubunun ölmesine neden oldu! Ayrıca kurada çıkan takımların sırayla gruplara dağıtılması da heyecanı düşürdü. Takımı çek, sonra ona bir de grup bul! Bu sistem iki kat heyecan demekti ama yapılmadı. Yine de olan oldu ve 32 takım sekiz gruba dağıtıldı.

A Grubu:

Birinci kategoriden Katar'ın geleceği kura öncesinden kesinleştiği için tüm takımların gözü buradaydı. Belki de bu yüzden en zayıf grup oldu. Ayrıca bir turnuva geleneği de sona erdi. 2.Dünya Savaşı'ndan bu yana açılış maçını ya son şampiyon ya da ev sahibi ekip oynardı; bu turnuvada açılış Senegal - Hollanda karşılaşması olacak. Katarlılar kendilerini prime-time'a atmış. Senegal ise en son 2002'de açılış maçına çıkmış ve son şampiyon Fransa'yı 1-0 yenmişti.

Ekvador'a ise ev sahibi ile aynı grupta olmak 2006'da yaramış, Almanya'ya yenilse de grubu ikinci sırada bitirerek tarihinde ilk kez (ve tek) üst tura yükselmişti.

Grubun favorisi:  Katar, Senegal, Ekvador üçlüsünün toplam Dünya Kupası maçı sayısı 18, Hollanda ise Dünya Kupası'nda 27 galibiyet elde etmiş! Bu bile yeter.

Grubun maçı: Katar'a ön yargımız var. Hollanda da rakiplerine üstünlük kurar gibi duruyor. O nedenle son gün oynanacak Senegal-Ekvador maçının ikinciyi belirleyecek final karşılaşması olmasını umut ediyoruz.

B Grubu

Bu grubun dördüncü ekibi halen belli değil. O nedenle bir tahmin de ona yapalım. Ukrayna, takımı zor toparlar. İskoçya-Galler eşleşmesinden de gaza gelmiş Gareth Bale faktörü öne çıkar. 

Mantık Galler, duygular İskoçya diyor. Zira Euro 2020'deki İskoçya-İngiltere maçı çok iyiydi. Tekrarlanmasını isteriz. Grubun en önemli özelliği, turnuvaya 'derbi' havası katması olacak. Bahsettiğimiz eşleşme olursa tadından yenmez. Fakat zaten ABD-İran ve ABD - İngiltere maçları da cepte. Katar'da çok canlar yanar. Futbolu icat eden İngiltere'nin, futbola 'soccer' diyen ABD'yi oynadığı iki Dünya Kupası maçında da (1950 ve 2010) yenemediğini hatırlatalım.

Grubun favorisi: İngiltere grubu zorlanarak geçer. Fakat liderliği de bırakmaz. Yine de İran, ABD ve Galler-İskoçya galibi gibi takımların sert savunmalarını düşününce, yanına da Gareth Southgate'in savunmayı düşünen yapısını ekleyince işler zorlaşacak. Yine de kalite kazanır.

Grubun maçı: 1998'in rövanşı ABD - İran... Gönlümüz İran'dan yana... 1998'de İran'ın kalesini koruyan Ahmed Reza Abdelzadeh'in oğlu Amir de kaleci (şu anda İspanya 2.ligi ekiplerinden Ponferradina'da oynuyor) ve büyük ihtimalle bu maçta eldivenler onda olacak. 1998'deki maç, İran'ın Dünya Kupası'ndaki ilk galibiyetiydi. Onun üzerinde sadece 2018'de son dakika golüyle gelen Fas zaferini ekleyebildiler.

C Grubu

Katıldığı son altı Dünya Kupası'nda da grubu geçen ama her defasında sonraki turda takılan Meksika, yine bu senaryoya uygun bir kura çekti gibi. Arjantin'in arkasında ikinci olup, sonraki turda Fransa'ya yenilmek! Çok Meksika işi... 

Polonya, dünyanın en iyi santrforlarından birine sahip olmasına rağmen turnuvalarda yokları oynuyor. Euro 2016 bir nebze yardımcı olmuştu ama onun da grup aşamasında izleyenlerin gözlerini kanatmışlardı. Suudi Arabistan'dan zaten bahsetmiyorum.

Grubun favorisi: Sadece grubun değil, turnuvanın da favorilerinden Arjantin. Fakat büyük takımlara kafa tutmadan önce, grupta kapanan takımları nasıl aşacağını göstermesi lazım. Yine de eleme grubu performansının iyi bir referans olduğunu kabul etmek lazım. Acaba Messi için o sene bu sene mi?

Grubun maçı: Kişisel Dünya Kupası tarihimde üçüncü kez bir Meksika - Arjantin maçı izleyeceğim. Onların tarihindeki de dördüncü Dünya Kupası maçı olacak. Meksika'nın başında bir Arjantinli ve eski Arjantin teknik direktörü Gerard Martino var. Messi eski hocasına karşı... Diğer iki takımın zevksiz yapılarını düşününce, benim için öne çıkan karşılaşma bu olacak. Fakat birçok kişinin Lewandovski-Messi kapışmasını ilk sıraya yazacağını tahmin ediyorum.

D Grubu

2018'de Fransa, Danimarka, Peru ve Avustralya aynı gruptaydı. Şimdi de aynı grubu oluşturdular diyebiliriz. Peru - Avustralya maçının galibi (BAE sürpriz yapmazsa) bu gruba düşecek. Fransa ve Danimarka da zaten burada. İlginç bir tesadüf oldu. 

Grubun favorisi: Grubun favorisi, büyük ihtimalle kupayı da alacak zaten. Fazla konuşmaya gerek yok. Fakat 1998 (Fransa), 2006 (İtalya), 2010 (İspanya) ve 2014 (Almanya) şampiyonlarının ertesi turnuvalarda gruptan çıkamadığını da unutmamak gerek.

Grubun maçı: Fransa - Danimarka demek isterdim ama 2018'de 0-0 biten karşılaşmayı unutacak değiliz. Öte yandan, bu maç iki takımın Dünya Kupası tarihindeki dördüncü maçı olacak. Son dönemde sık karşılaşıyorlar; 1998, 2002, 2018 ve bu sene... Ayrıca önce Haziran ayında Uluslar Ligi aşamasında kozlarını paylaşacaklar. Yani sıkıldık bu ikiliden!


Fransa ile eski sömürgesi Tunus arasındaki maçın atmosferi yüksek olabilirdi ama o da son maç gününde oynanacak. Fransa garantilerse pek bir anlamı kalmaz. Bu arada Katarlılar, Tunus'a ve diğer Arap takımlarına destek verir mi onu da kestiremiyorum. Fransa - Peru diyelim burada. Horozlar, turnuvaya bu maçla başlayacak. Avustralya'dan daha zorlu olan Peru bir çelme takarsa işler değişebilir. Son üç Dünya Kupası'nda son şampiyonlar ilk maçlarını kaybetti. Geleneğin devam edip etmeyeceğini buradan anlarız.

E Grubu

Kosta Rika ve Yeni Zelanda; kura çekimi öncesinde Dünya Kupası'na gitmek için çok heveslilerdi muhtemelen. Fakat artık o heves kalmamış olabilir. Zira iki kafa takımın beraber olduğu başka bir grup yok. Yani buraya düşeceğine, bavulları toplamakla uğraşma... Öte yandan bence Kosta Rika gelecek. Aslında onların 2014 performansını düşününce temkinli olmakta da fayda var. Uruguay, İtalya ve İngiltere'nin önünde lider bitirmişlerdi.  Japonya da merakla onları bekliyor, belki bir galibiyet alır diye ama bu işler hiç belli olmaz...

Grubun favorisi: İki takımdan biri ama hangisi? Kasım 2020'de oynanan ve 6-0 sona eren maçın hatrına İspanya diyorum.

Grubun maçı. Bu da tartışmasız zaten İspanya - Almanya maçı. Hatta belki de tüm grup maçlarının en çok öne çıkanı. Karşılaşmanın bir Pazar günü (27 Kasım) akşam seansına gelmesi de ayrı hoşluk kattı. Grup aşamasındaki en köklü rekabet de burada. İki takım daha önce dört kez karşılaştı. 2010'da İspanya kupaya giderken yarı finalde Almanya'yı Puyol'un golüyle 1-0 yenmişti. Almanya da 1982'de İspanya'yı Bernabeu'da mağlup etmişti. Luis Enrique ise, 1994'te futbolcuyken Almanya'ya rakip olmuştu, şimdi hocayken karşılarına çıkacak.

F Grubu

A Grubu ile beraber, grupta Dünya Kupası kazanmış takım bulundurmayan bir diğer grup. Ama en azından son finalist burada. Ayrıca bir önceki dünya 1 numarası da kendini kanıtlamak isteyecek. Belçika'nın altın jenerasyonu artık vedasını etmeye başladı. Hatta şu an elde kalanlar da çok formsuz. Yine de son bir deneme yapacaklar. 

Hırvatistan'ın Dünya Kupası karnesi ise çok ilginç. Bir yarı final, bir final ve üç kez grupta elenme. Arası yok. Kanada'yı 1986'dan sona ilk kez buralarda göreceğiz. Gol atan oyuncu, Dünya Kupası'nda gol atan ilk isim olarak ülke tarihine geçecek. Milli takımın en golcüsü olan Larin bir adım önde gibi olsa da benim favorim Porto'da oynayan Stephen Eustaquio... Elemelerde gol atamadığı için buraya saklamış olabilir. 

Grubun favorisi: Hırvatistan çok yaşlandı, sonraki senelere artık. Belçika liderliği alır ama eskisi gibi ışıltılı da değil. Çok ilerleyemez gibi duruyor.

Grubun maçı: Her şeye rağmen Hırvatistan - Belçika... Real Madridliler sever bu maçı; Courtois ve Modric karşılaşması...

G Grubu

D Grubu'nda olduğu gibi yine bir 2018 grubu karşımızda. Brezilya, İsviçre ve Sırbistan; 2018'de de aynı gruptaydılar. Yanlarına Kosta Rika'yı almışlardı, şimdi Kamerun geldi. Sırbistan, o zaman üçlünün zayıf halkasıydı. Şimdi eleme grubunda Portekiz'i alt etmenin öz güveni ile gelecekler. Fakat tüm kıtalardaki en iyi eleme performansı Brezilya'nındı. Kamerun da boş takım değil. Sanırım ilk turun en sert grubu burası. Ölüm grubu değil ama çetin ceviz grubu...

Grubun favorisi: Brezilya yaklaşık 10 yıldır kimlik çatışması içinde. Şu anda da öyle. Latin usülü mü Avrupa özentiliği mi? Fakat en azından gol yemiyor. Grubu çok rahat geçer. Sonrasında şampiyon da olabilir, ikinci turda da elenebilir.

Grubun maçı: Bir Brezilya maçı değil. Arnavut göçmenlerin çok sayıda olduğu İsviçre ile Sırbistan arasındaki mücadele, grup aşamasının en derbi tarzı mücadelesinden biri olacak. Üstelik grubun son günü oynanacak. Yani bir final maçına dönüşebilir. 2018'deki maçı Shaqiri'nin son dakika golüyle İsviçre 2-1 kazanmıştı.


H Grubu

Fernando Santos'un turnuvalarda savunmaya çekilen Portekiz'i, elemelerde oynadığı 18 maçta 22 gol atan ve güç bela ilk beşe kapağı atan Uruguay, son eleme grubunda oynadığı 10 maçta 13 gol atan Güney Kore, 8 maçta 8 gol atan Gana. Tam bir 2.5 gol altı grubu... 

Grupta ilgi çekici tek şey, Güney Kore'nin teknik direktörünün Portekiz'in eski hocası Paulo Bento olması. Bento 2014'te takımını gruptan çıkaramamıştı. Sonra Santos geldi, iki sene sonra takımı Avrupa şampiyonu yaptı. 2014'teki grupta Bento'nun rakiplerinden biri de Gana'ydı; hatta kazandığı tek maçı onlara karşı oynamıştı.

Grubun favorisi: Uruguay, halen ihtiyarlara (Muslera, Suarez, Cavani, Godin) umut bağlamasa belki favori olabilirdi ama bizi eleyen Portekiz çok iyi bir kadroyla geliyor Ronaldo'yu kenarda bırakıyorum; Bernardo, Bruno, Otavio, Moutinho, Joao Felix, Rafael Leao... Say say bitmiyor. Bakalım Santos bu takımı nasıl oynatacak?

Grubun maçı: Güney Kore - Gana maçı nefesleri keser! Fakat o gün (28 Kasım) gece oynanacak diğer maça adımızı yazdırdık. Hem 2018'in rövanşı, hem de Portekiz Ligi'nin gol kralı Darwin Nunez'in Uruguay ile rakip olacağı gece...

Salı, Ağustos 4

Başkan


Arabanın içindeki gözükmüyor; ama biz biliyoruz. Didier Drogba!

Ülkesinde futbol federasyonunun başkanlığına aday olmaya giderken tüm mahalle onu karşılıyor, seviyor, tezahürat ediyor. 

Yine de sonucu sevgi belirlemeyecek. Zaten bu insanların oy hakkı da yok. Bakalım delegeler ne karar verecek. Fakat çıkacak her sonuca rağmen Drogba'nın ülkesinde zaten 'başkan' olduğu belli... Daha önce de görmüştük...

Pazartesi, Ocak 9

Blood Diamond



Blood Diamond sadece filmin adı değilmiş. Aynı zamanda -filmde de anlatılan- Afrika'da elmas için yapılan savaşın, mücadelenin, dökülen kanın adıymış. Yani literatürde yer alan bir kavram. Çok şaşırtıcı değil. Zaten yaratıcı bir isim de değil. 

Film de çok yaratıcı değil. Nereye nasıl gidileceği çok belli. Önemli bir konu işliyor. Dünyanın dikkatini çekmeliydi. Merak ediyorum; aradan geçen 10 senede somut bir etki yaratabilmiş mi? Sanmıyorum ama bu çağda bir sinema filminden bunu beklemek haksızlık olur. İşleri çok zor. Yine de daha rahatsız edici filmlerden biri olabilirmiş. Ama Leonardo di Caprio, Vietnam'da savaşan Rambo gibi oradan oraya atlayınca izleyici de  o acı gerçeklere çok hakim olamıyor. Sadece ara sıra geçen diyaloglar insanın içine işliyor; o kadar.

Ben etkilendim. Çünkü Kinyas ve Kayra'yı yeni okumuştum. Kitabın en sevdiğim bölümleri Afrika'ya dair olanlardı. Filmi izlerken kitabı sık sık hatırladım. Gerçek bir kayboluş. Filmde geçen "Bazen merak ediyorum, acaba birbirimize yaptıklarımızdan ötürü Tanrı bizi hiç affedecek mi? Sonra etrafıma baktığımda fark ediyorum ki Tanrı burayı terk edeli çok zaman olmuş" repliği, kitaba da uyuyor.

Leo; aynı sene (2006) Departed işini de çıkarmıştı. Herhalde kariyerinin kırılma senesidir. İki filmde de gösterdiği performansla bir üst seviyeye adını yazdırmış oldu. Filmin en önemli unsurlarından biri. 138 dakika süren bir film; her şeye rağmen hiç sıkmadan ilerliyor. Ama IMDB notunun 8 olması talihsizlik...

Çarşamba, Kasım 4

Sahne Performansı



Rihanna, Madonna veya Rolling Stones... Bunu yakalamak için yıllarını harcıyorlar ve anca bir kısmı kadarını başarıyorlar.

Davulcuların herhangi bir konservatuar eğitimi yoktur herhalde. Belki de vardır ama olmasa da olur, sadece basit bir (çok basit değil gerçi) bir ritm kulağı yeterli. Settekilerin liderliği, dünyanın her yerinde ayrı ve her yerde bir tez konusu. Tek bir hareket olayı. Aşağıdakilerin 'bağlılık' dürtüsü herhangi bir hayranın bireysel sevgisinden daha farklı, çünkü onları bireysellik paklamaz, beraber olma hissiyatı daha önemlidir. O yüzden önlerindeki pankartta, "Together&Forever'' yazıyor.

Bunları çok yazmaya da gerek yok. Tribün kültürüne dair yazılmış her yazıda bunlar var. İlginç olan - ki yakından takip edenler içn artık ilginç değil- bu olayın cereyan ettiği ülke. Burası İtalya veya Yunanistan değil. Güney Amerika ile alakası yok. İnternet fenomeni Lech Poznan'ın ülkesi de değil. Burası Fas. Arap tribünleri, son yılların en iyileri. Onları en iyileri de Winners 2005. 

Cuma, Mayıs 17

Başbakan Drogba



Drogba Partisi demişken....

Sene 2005, 2006... Fildişi'nde iç savaş vardır. Milli takım Dünya Kupası vizesi alır. Sudan'ı 5-0 yenerler. Soyunma odasında Drogba takımı toplar ve şu tarihi konuşmayı yapar:

Fildişi halkı. Kuzeyden güneye, doğudan batıya. Bugün bütün Fildişi halkına bir hedef için beraber yaşayabileceğimizi gösterdiğimiz için gururluyuz. Tek bir hedef: Dünya Kupası. Kutlamanın halkımızı tekrar bir araya getirmesini umuyoruz.

Şimdi dizlerimizin üzerine çöküyoruz. Böylesine zengin bir ülke bu şekilde düşemez. Herkes silahını bıraksın. Seçim yapılsın. Her şey çok daha güzel olsun.


Silahlar bırakılır. Muhaliflerin şehrinde Bouake'de milli maç oynanır. Drogba, 2006'da kazandığı bir ödülle bu şehre gider. Tarafları birleştirir.

Fildişi Spor Bakanı Geoffrey Baillet:

Biz politikacılar en iyi üniversitelere gittik. İyi eğitimler aldık ama konu barışa gelince çuvalladık. Didier Drogba bilinmeyen bir yerden geldi. Şimdi o bizim dünyaca ünlü kahramanımız. O ülkesi için büyük bir iş yaptı.

Bouake'deki maç

Salı, Şubat 7

Afrika'nın Baggio'su


Pierre Emerick Aubameyang. 1 hafta öncesine kadar adını duymadım. Duyduysam da iz bırakmamış. Fransa'da St.Etienne'de oynuyormuş.

Gabon ile Afrika Kupası'nda oynadı. Az biraz izlediğim Fas maçında fark ettim. O maçta gol attı. Grupta daha önce oynadığı Tunus maçında da, Nijer maçında da gol attı. Grubu 3 golle tamamladı, takımı namağlup çeyrek finale çıktı. Gabon gibi bir ülke için büyük başarı.

Çeyrek finalde rakip Mali oldu. Maç önce uzatmalara, sonra penaltılara gitti. Bu Pierre veya Emerick veya Aubameyang, 120 dakikayı gol atamadan tamamladı.

Gol atması için bir şansı vardı. Penaltılar. Hikayenin Roberto Baggio'yu andıran kısmı burası. Atılan penaltılardan sadece 1 tanesi kaçtı. Kaçıran 22 yaşındaki bu arkadaş. Takımını yarı finalden etti.

Bu arada bu eleman, 14 yaşındayken Milan formasıyla Şampiyonlar Ligi maçına çıkmış. Rakip Deportivo La Coruna. Baggio'nun daha önce oynadığı Milan...

Salı, Aralık 21

Afrika Ödülleri

Milovan Rajevaç. Afrika'nın başarılı hocası. Afrikalı değil; bir Yugoslav. Dünya Kupası'nda Gana'nın başındaydı. Gana ilk defa çeyrek final oynadı. 3.defa bir Afrika takımı bu noktaya ulaşabildi. Bir penaltı atışı, onları tarihi bir başarıdan alıkoydu. Yine de birysel olarak ödül aldılar. Gyan, Ayew, Boateng Afrika'da yılın 11'ine girdi. Başlarındaki Rajevaç da yılın teknik direktörü. Takım olarak da yılın en iyi milli takımı ödülü.. "Bu Gana takımınındaki oyuncular akıllarıyla oynamıyor, ilerleyemezler, hocaları da yanlış değişlikler yapıyor" diyen abilerimizi hatırladınız mı?

Afrika'da oynayan en iyi Afrikalı daha önce Türkiye'de oynayan bir isim. Ahmed Hassan. Yılın futbolcusu Eto'o. Yılın genç oyuncusu yine bir Ganalı Asamoah.

Pazartesi, Ekim 18

Esperance Tayfa


Renkler sarı-kırmızı, kan kaynadı. Tunus'un Esperance tribünü, Al-Ahly ile yarı final maçında bu hale geldi. 2-1 kaybettikleri ilk maçın rövanşını 1-0 aldılar. Artık finaldeler, rakiplerini bekliyorlar.

Çarşamba, Mayıs 12

Afrikalı Hocayla Başarı Kutsaldır


Kamerun'un hatta Afrika kıtasının en büyük futbol efsanelerinden Roger Milla, 2010 Dünya Kupası öncesi şöyle birşey demiş:

"Fildişi S. 2010 yazında başarılı olamazsa bu onları kullanamayı başaramayan teknik direktörün suçu olur. Afrikalı oyuncular taktik açıdan disiplinsiz oldukları için Avrupalı hocayla daha başarılı olurlar tam bir şehir efsanesi ve buna katılmıyorum."

Bundan 4-5 sene önce stadyum girişinde muhabbet ederken bize, Türkiye'de Hakan Şükür neyse, Afrika'da Roger Milla odur diyen abiye selam olsun.

Cumartesi, Nisan 17

Kahire Derbisi

Yukarıda Zamalek taraftarları, aşağıda Al Ahly taraftarları.

Zamalek - Al Ahly maçı. Maç Sonucu 3-3. Yer 74.000 kişilik Kahire Stadyumu.


Dün Kuzey Afrika'da, Güney Akdeniz'de, yani Mısır'da derbi heyecanı vardı. Dünyanın sayılı derbilerinden birisi arasında sayabiliriz. Al Ahly ve Zamalek derbisi, dün lig maçında karşı karşıya geldiler. 16 takımlı ligin son haftaları ve iki takım da ligin en üst sırasında yer alıyor. Al Ahly rakibinin 9 puan önünde çıktı maça.

Dünkü maç 3-3 sona erdi. Yukardaki fotoğrafta yer alan isim; Türkiye'den çok alışık olduğumuz gol sevincini yaşayan Al Ahly takımının 27 yaşındaki milli forveti Emat Motab. Dünkü maçta 2 gol attı. Motab, Kahire derbisinin en çok gol atan ismi. Geçtiği isim ise aşağıda.


Bu abiyi Mısır ve Afrika futbolunu yakından takip edenler iyi bilir. Ahmed Hassan'dan önce adını duyduğumuz ilk Mısırlı forvet. Şimdilerde teknik direktör. Hüssem Hassan. Zamalek takımının başında. Hassan, milli takımıyla 169 maça çıkarak 69 gol atmış ve hem ülkesinde hem Afrika kıtasında bir efsane olmuştu.

Futbolculuk döneminde iki ezeli rakibin de formasını giymişti. Mısır ile Dünya Kupası'na katılmışlığı vardır.
Afrika futbolu ve Dünya Kupası diyince Bruno Metsu'yu unutmak olmaz. 2002'de İlhan Mansız'ın golüytle turnuvaya veda eden Senegal'in hocasıydı. Uzun saçları ve şık ceketleriyle kız arkadaşlarımızın maçları ilgiyle izlemesine vesile olmuştu. Dünkü derbiyi Kahire'de izleyen isimlerden biriydi.



Sanırım Volkan Demirel'in de böyle bir pozu vardı. Zamalek kalecisi Abdel Wahed El Sayed, son dakikada gol yedikten sonra kaçan şampiyonluğa ve derbi zaferine doğru bakıyor. El Sayed 32 yaşında ve bugüne kadar Zamalek dışında başka bir takımın formasını giymedi.
Bu maçın 24.dakikada gelen 3.golü. Zamalek forveti Yasser atıyor, skor 2-1'e geliyor. Maç boyunca Zamelek 3 kez öne geçti fakat sahadan 1 puanla ayrıldı. Üzücü bir derbi akşamı oldu onlar için. Hüseyin Yasser iki takımın da formasını giymiş bir Katarlı. İki takımın bugüne kadar birbirleriyle ligde oynadıkları maçlarda en çok alınan sonuçun beraberlik olması pek şaşırtıcı değil.


Pazartesi, Şubat 1

Kadrolaşma


Hikayeye nasıl başlasak bilemedim. Sondan başlayalım değişiklik olsun.

Kocaelispor geçen hafta yeni bir yabancı futbolcu transfer etti. İsmi Sheriff Suma. 1986 Freetown doğumlu. Freetown, Sierra Leone ülkesinde. Sierra Leone diyince biz futbolseverlerin aklına Mohammed Kallon geliyor.

Eski Interli, Hakan Şükür'ün arkadaşı Kallon. Sonra bir bakıyoruz ki, bu Suma'nın ülkesinde altyapsında oynadığı takımın adı FC Kallon. Eski adı Sierra Ficheires olan kulübü Kallon satın alıp FC Kallon olarak değiştiriyor. Sene 2002.

Takımın kadrosuna bakıyoruz. Mohammed Kallon burada oynuyor. 20 numaralı formasıyla. Ama takımın kaptanı değil. Takımın başkanı kendisi ama kaptanı o değil. Nasıl ya, derken kaptanın kim olduğunu öğreniyoruz. Defans oyuncusu olan 5 numaralı Kemokai Kallon.

Evet başka bir Kallon daha var. O da futbolcu. Mohammed'in kardeşi. Ve takımın kaptanı. Lakabı ise Panbody. 1972 doğumlu. Mohammed'den daha büyük olduğu için pazubandı kapmış. Büyüğe saygı, Freetown kasabasında da geçerli bir ilke.

Ama bu iki kardeşten daha büyüğü de var. Musa Kallon. Bu sefer şaşırmıyoruz önce. Çünkü bir ailede herkes futbolcu olabilir. Musa Kallon da ülkenin eski milli futbolcularından. Fakat kariyerini okurken karşımıza bir Türk takımı çıkıyor: Vanspor.

Hemen TFF'nin sitesine bakıyoruz. Musa Kallon 1994-95 sezonunda Vanspor'da oynuyor. Gerçi ülke olarak Kamerun yazıyor ama olsun. Hatta Türkiye'deki ilk maçını Sami Yen'de oynuyor. Sırtında 9 numaralı forma var. Galatasaray'ın 9 numarası ise Hakan Şükür değil.

Mohammed Kallon'un İtalya'dan, İnter'den takım arkadaşı olan Hakan Şükür, abi Musa Kallon Türkiye'ye geldiğinde yine İtalya'da. O günlerde Torino takımının formasını giyiyor. Musa Kallon sezonun iki Galatasaray maçında da oynuyor. Ama ne Fenerbahçe'ye ne Beşiktaş'a karşı oynuyor. Sezonu 3 golle tamamlıyor. İkisi aynı maçta Petrolofisi'ne.

Bir sezon sonra Romanya'ya transfer oluyor. Musa Kallon futbolu bırakınca teknik adamlık yapıyor. 2003 yılında ülkesinin U-17 takımını çalıştırıyor. Kadroda, Kocaelispor'un transfer ettiği Sheriff Suma da var. 2004-05 sezonunda ise bilin bakalım nerede çalışıyor: FC Kallon.

Salı, Ocak 26

Kuzey Afrika


Galatasaray ile Beşiktaş arasındaki en büyük transfer savaşlarından biriydi Ahmed Hassan. Bir sezon önce Mondragon için kapışmıştık, 2003 yazında başrolde Mısırlı vardı. Ondan sonrası bilinen hikaye.

Şimdi Ahmed Hassan'ın lafı geçmiyor İstanbul'da. Ama Afrika futboluna damga vurmaya devam ediyor. Afrika'nın İngiltere'si olarak düşündüğüm Mısır (adamlar kıta içinde her kupayı alıyor ama iş dünya kupasına gelince yoklar) Angola'da yarı finale yükseldi. Başrolde Ahmed Hassan. İki gol attı, kendi kalesine attığı golden sonra maçı çevirdi.

Yarı finalde rakip Cezayir. Olaylı maçın sıcaklığı hala devam ederken bir finale çıkma mücadelesi. Nefes keseceği muhakkak. Cezayir'i seviyorum. Keita'yı yenmelerine rağmen. Evet bu da var. Keita'nın erken dönmesi bizim yararımız ama şağ kanadın sahibi, taraftarın "kara dalga" adını taktığı Keita'nın üzülmesine üzüldüm. Afrika Kupası'nı kazanan takımın sağ açığı olarak İstanbul'a gelseydi mutlu olurdum.

Sonuçta Cezayir - Mısır maçı oynanacak. Bu da güzel oldu. Kuzey Afrika'dan bir takım finalde olacak. Severim Akdeniz'i..

Perşembe, Eylül 3

Kader


2010'a katılamazsak turnuvada kimi tutacağız? Kaderde Fildişi Sahilleri'ni tutmak varmış. Bunun için Burkina Faso maçı önemli. Fildişi'nin 9, Burkino'nun 6 puanı var. Gruptaki 4.maçlarını oynuyorlar. Fildişi'nin hocası tanıdık bir isim. Hikmet Karaman'ın deyimiyle "Vahit Hoca", Vahid Halilhodziç. Drogba'ya rağmen Kader Keita.