Pazartesi, Eylül 15

Selçuk'un Derdi



Selçuk'un bu fotoğrafı çok tartışıldı. Selçuk'un bir derdi varmış ama neymiş...Baraja giren topçu böyle önüne bakmazmış. Herkes senaryolar yazıyor. Bazıları çözüm üretiyor. Haklılar aslında, normal, sağlıklı bir fotoğraf değil. Ben böyle anlık fotoğraf karelerinden analizler çıkartmayı da doğru bulmuyorum, belki sadece önündeki köpüğe bakıyor ama diyelim ki evet; Selçuk'un bir derdi olsun... Sizce ne olabilir?

Selçuk'un tam derdini bilmiyorum ama Selçuk'un başını öne eğmesindeki birinci neden milli takımdır. İkincisi de kariyer planlamaısıdır. Selçuk belki bunu inkar eder ama durum tamamen budur. 
Açıklayalaım...

Selçuk 30 yaşına gelmek üzere. Ülkenin en yetenekli futbolcularından biri. Sevilen bir isim. Futbol hayatının son virajına giriyor. Bu yaşa kadar unutulmaz ve imrenilecek bir kariyere sahip olması gerekiyordu. Üstelik bu uzun kariyerde çok fazla yanlış da yapmadı. Her zaman çalıştı, hiç bir zaman uzun süreli sakatlık yaşamadı, kimseyle takışmadı, topunu oynadı ve genelde iyi oynadı. Fakat, 30 sene içinde Galatasaray ile iki senesi dışında büyük bir boşluk var. Bu yetenek ve bu sporcu ahlakı bunu haketmiyor. Milli takım karnesi de zayıf. Euro 2008'de yoktu, 2010'a, 2012'ye, 2014'e gidemedi.  2016'ya kötü başladı. Ülkenin en iyi oyuncularından biri, Avrupalı yaşıtlarıyla karşı karşıya oynayamadı, onlarla kapışamadı. Bir üst sınıfa giremedi. Xelcuk, Türkiye içinde kaldı, Avrupalı Inan'ı bile tanıyamadı.

Şimdi Selçuk'un derdine çare arayanlar, milli takım İzlanda'ya 3-0 yenildiğinde bayram ediyordu. O bayramın bir sonucudur Selçuk'un tükenmişliği.

Muhakkak, Selçuk sadece bu yenilgiye ve kariyerine üzüldüğü için bu kadar derbeder değil. Fakat bu kafa eğme, hepsinin birikimi. Bütün kaybetmelerinin... Selçuk, tüm yeteneğine rağmen bir "winner" olamadı. Tıpkı Burak, Olcan, Caner, Gökhan Gönül,Mehmet Topal gibi aynı neslin diğer elemanları gibi. Winner özelliğini kazanamadıkları için, takımları ve kendileri kötü gittiği zaman, ayağa kalkacak ve kaldıracak liderliği gösteremediler. Kafalar öne düştü...

Trabzonspor'un büyük ve zor bir camia olduğunu kabul etmekle beraber, Selçuk'un 27 yaşında Galatasaray'a gelmesi de büyük hataydı. Ya Trabzonspor da daha kısa kalacaktı, ya da Galatasaray'ı pas geçip Avrupa'ya gidecekti. Galatasaray'daki ilk sezonunun hatrına "Kariyerimde hep doğru tercihler yaptım" demişti ama öyle olmadı. Belki de şu an bunu farkediyor.

Selçuk İnan, Türkiye'nın son dönemdeki en yetenekli oyuncularından, 30 yaşına sayılı günleri kaldı ve sadece 18 kez Şampiyonlar Ligi maçına çıktı. Yaz aylarını hala önemli bir turnuva oynayarak geçiremedi. O üzülmesin de kim üzülsün... O, bu yaştan sonra bu derdin altından nasıl kalksın.?

2 yorum:

http://popartcinema.blogspot.com/ dedi ki...

Yazının birçok yerinde haklılık payın var ancak Selçuk'un abartıldığı kadar şey kaçırdığına inanmıyorum.. Şuan Avrupa'nın en büyük kulüplerinden birinde oynuyor.. Geldiği sezondan beri 3. Kez şampiyonlar ligine katılacak takımıyla. 18'lik maçı artacakır..

Selçuk başka standartlarda bir takıma gitseydi bu kadar maça çıkabilecek miydi?

Ayrıca yaz aylarında hiçbir önemli turnuvaya katılamamış olması Selçuk'un mu suçu yoksa Türk Milli Takımını bu hallere getiren TFF'nin mi?

kutay dedi ki...

Tabi ki Selçuk'un suçu denemez. Ama bu duruma çok üzülmesi de normaldir. Belki de çocukluktan beri öyle bir turnuvada olmanın hayalini kuruyordu. Buna yeteneği de el vermesine rağmen olmadı. Bence bir insan kendi hatası olmasa bile buna üzülebilir.

Öte yandan Selçuk başka standartlarda bir takıma değil de İstanbul takımlarına daha erken gelseydi daha çok sayıda CL maçı oynardı. mesela kendisinden daha düşük seviyede bir oyuncu olan Selçuk Şahin bile ondan daha çok CL maçı oynadı.