Cuma, Eylül 5

Underated



Olay benim için çok ilginç. Başı da var sonu da ama ben sadece ortasını anlatacağım.

Melankoliye bağladığım bir günün devamında yeni biriyle tanıştım. Arkadaşlarımın arkadaşı. Yeni birine kendimi tanıtmak artık çok stresli. Eskiden böyle değildi. Daha rahattm, şimdi iş görüşmesi gibi geçiyor.

Arkadaş ortamındayız, haliyle beni tanıyanlar "Kutay sporla, futbolla çok ilgilidir" cümlesini kurmaya alışmışlar, oradan devam ediyorlar. Fakat artık öyle değilim. Öyle olmadığımı iddia ediyorum. Sadece başkalarını değil kendimi de ikna etmeye çalışıyorum.

"Eskiden futbolu çok seviyordum ama artık ilgilenmiyorum. Çok kırıldık, çok yıprandık. Bir müzikholun duvarında yazdığı gibi, 'Hayatta daha önemli şeyler var' artık boş zamanlarımı, mesailerden arda kalan saatlerimi onlara harcıyorum'' diyorum. Bunu derken mekanın televizyonunda Kayseri Erciyesspor - Trabzonspor maçı var. Göz ucuyla bakıp, ''İnşallah Gökhan Değirmenci gol yemez'' diye geçiriyorum içimden.

Kurtulacağız ya bu illetten, azar azar... Bir anda bırakılmıyor. Bu oyun yüzünden, oyun içindeki oyun yüzünden seneler boyunca hayatta neler kaçırdığım aklıma geliyor. O günkü melankolinin sebebi de oydu, o gün o masada bunların aklıma gelmesi de normaldi.

Bağlantılar kurmayı seviyorum. Normal bir durum değil ama eğlenceli oluyor. Bize yol verenler, değer vermeyenler.... Aynı masada oturamadık, biz de başka yerlere doğru yol olmak zorunda kaldık.

Bunların hepsi fasa fiso aslında, asıl meseleye dönelim. Ben tam bu yeni kimliğimle "Bu futbol ne kadar avam canım" triplerinde gezinirken, Lig Tv Kadıköy'e bağlandı. Cristian "Underated" tişörtüyle Fenerbahçe'ye veda ediyor. Kendim için underrated olduğumu söyleyemem ama bu trollüğü yapmak harika olabilirdi. Tribünleri selamlayan Cristian'ı görünce gülmeye başladım. Kahkaha atmadım ama uzun uzun güldüm. Ben gülünce etrafımdakiler de şaşırdı. Onlar ne Cristian'ı bilirler, ne underrated'ı... Ben şimdi nasıl açıklayayım. Üstelik güya benim için futbol cazibesini yitirmişti. Son dönemde beni bu kadar uzun süre güldüren, tebessüm ettiren bir şey olmamıştı. Bu biraz da bizim mallığımız ama olsun. Tam o anda, o kare, o tişört.... Yaşım biraz daha genç olsaydı ilahi bir anlam bile katacaktım.

Sanırım seneler boyunca bu anı unutmayacağım. Bu da iyi mi kötü mü bilmiyorum. Cristian bile 3 sene sonra unutur, ihale yine bize kalır. Canı sağolsun, bu kadar güldürdükten sonra niye kızalım zaten... Allah da onu güldürsün.

Bu hareketin, futbol kısmına gelirsek... Cristian under mı over mı bu ayrı konu, ama artık Cristian gittikten şunu söylemek lazım. Bu adama Gamsız diyenler fena yanıldılar. Gamsız adam bu işi yapmazdı. Tribünden, yazılanlardan çizilenlerden, kulübün tavrından - haklı veya haksız - çok etkilendiği belli oldu. Gamsızlığın fıtratında bunlara takılmamak var... Gamsız olamadığım için biliyorum...

Hiç yorum yok: