Artık eskiye oranla daha az film izliyorum. Buraya da az yazıyorum. İkisinin bir ilgisi yok ama bir zaman sonra şu oluyor: 3 ay önce izlediğim film hakkında bir şey yazmaya karar verdiğimde filme dair çok bir şey hatırlamadığımı, buna rağmen filmi izlediğim günü daha net anımsadığımı fark ediyorum. Boyhood'da da aynısı olmuştu ve bazı arkadaşlar bu durumla dalga geçmişti.
Şimdi yine aynısı olacak. İnsanlar yılbaşına çok fazla değer veriyor. 31 Aralık, bir kutlama. Çünkü o gün insanlık için beraber olma gecesi. Haklılar da. "Kapitalizmin dayatması" veya "Müslüman kutlamaz'' ideolojilerinden uzağım. İnsan ölümüne yaklaştığı için, bir yılın sonunda da ayakta kaldığı için sevinebilir. Sevinmeli de.
Fakat bütün bu düşünceme rağmen, son dört yılbaşında da evde tek başıma oturup film izlemeyi tercih ettim. Bunun kendi açımdan -burada yazma istemediğim- manevi nedenleri de vardı ve bu nedenler her defasında sonuç verdi.
Sonuç olarak; insanların gruplar halinde evlerinde veya sokaklarda olduğu bir günde; aynı anda hem lapa lapa kar yağarken hem de havai fişekler patlarken ben bir yaz günü Barselona'da geçen, üstelik IMDB puanı 6.2 olan bir film izledim.
Puana karşı değilim çünkü çok güzel bir film değil. Puanı o kadar olurdu zaten. Ama yine de o anda, öyle bir günde izleyince insanın kafası karışıyor. Aslında bir açıdan yıllar önce izlediğim Gente di Roma adlı filme izliyor. Film değil bunlar, şehir belgeseli sanki. Bazı şehirler bunları hak ediyor. Gente di Roma çok daha iyiydi o ayrı...
Günün sonunda, gecenin sonunda, hatta yılın sonunda içimize biraz olsun sıcak iklime gitme isteği geldiyse o da yeter. Belki de daha kutlayacağımız bir sürü yılbaşı vardır ve hepsini aynı yerde aynı şekilde kutlamamıza gerek yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder