Pazartesi, Ağustos 7

Utanç



Atıf Yılmaz, Yeşilçam döneminin ve sonrasının en önemli yönetmenlerinden biri. Sayısız film çekti. Daha da ayırt edici olan özelliği; her türden filmde çalışmasıydı. Yeri geldi 80 sonrası siyasi filmlerde, yeri geldi kadın filmlerinde, yeri geldi Kemal Sunal komedilerinde, yeri geldi Battal Gazi veya Köroğlu gibi filmlerde,  yeri geldi Yeşilçam'ın klişeleşmiş basit filmlerinde... 

Utanç, ne yazık ki en sonuncu gruba dahil edilir. 23 yaşındaki Kadir İnanır'ın ağırlık koyabildiği filmde başka izlenebilecek bir şey yok. İnanır'ın yanında, hatta önünde Filiz Akın da var ama adeta idare etmiş. 

Film o dönemin Yeşilçam'ı içinde yeni bir şey söylemiyor. Tecavüze uğrayıp kötü yola düşen, hayatı derbeder olan bir kadının hikayesi. Seyirciyi ağlatmak üzerine kurulmuş. Kurgunun sıkıştığı anlarda da arabeski dayamışlar. Ajitasyon, karakter ve kurgusal derinliklerine kat be kat üstünlük sağlıyor.

Film aynı zamanda oldukça erkekçi bir bakış açısıyla yazılmış. Üstelik senaryo bir kadının, Ayşe Şasa'nın kaleminden çıkıyor. Aynı ikili (Yılmaz ve Şasa) bir sene önce Unutulan Kadın'da da beraberdi ve o bir tık daha iyi filmdi. Herhalde birliktelik işe yarayınca bir daha denediler ama olmamış. 

Filmi resmen Atıf Yılmaz taşıyor. Sessiz, Türkçe bilmeden dahi izlenince eski İstanbul'a dair özel bir kaynak çıkıyor karşımıza. Bir Galata Kulesi sahnesi var ki, tadından yenmez. Atıf Yılmaz filmleri çok fazla ve hangisinin iyi hangisinin piyasa iş olacağını kavramak büyük mesai gerektiriyor. Bu, zayıf olanlardan... 

Hiç yorum yok: