Salı, Ekim 25

Bedone Marz

 


Bu sezon sık sık başvurduğum İran sinemasından bir film daha ve tıpkı Jazireh Ahani'de olduğu gibi yine bir gemide geçiyor.

Bu sefer kocaman bir toplum yok. Zaten diğer İran filmleri kadar toplumsal bir kimliği yok. Her ülkeye uyabilecek bir öykü işlenmiş. Sadece iki çocuk var. Bu iki çocuk birbirlerinden habersiz olarak, zaman zaman gemiye gelirler ve balık tutarlar. Gemi Irak İran sınırının orada demirlemiş ve terk edilmiştir.

Bir gün çocuklar birbirlerini fark ederler ve aralarına bir sınır çekerler. Çocuklardan biri Iraklıdır, diğeri İranlı. Bu sayede film bize metaforlar sunmaya başlar. İki çocuk, bir gemide bile denizi ve balıkları paylaşamazlar.

Iraklı çocuğun elinde bir tüfeğin bulunması, İranlıyı tedirgin eder. O nedenle çizilen sınıra karşı koyamaz. Sonrasında, Irak'ın yerel giysileriyle örtünmüş o çocuğun aslında bir kız; ve anne olduğunu öğrenir. Bu sefer de aralarında bir bağ kurulur. Ardından gemiye bir ABD askeri girer. Bu askere karşı birlik olurlar. Gemiye (Ortadoğu'ya) gelen ortak düşmana karşı beraber hareket etmek zorundadırlar.

Fakat askerin de aslında kendi hayatında 'iyi' biri olduğunu, mecburen askere geldiğin fark ederler. Gerçi bu konuda da pek anlaşamazlar ama olsun... Film de bu üç farklı ülkeden üç kişinin çakışan yoluyla devam eder.

Güzel bir film. Maalesef temposu yavaş. İlk 20 dakika boyunca tek bir replik duymuyoruz. Sonrasında da Farsça, Arapça, İngilizce konuşan üç karakterin ortak dili olmaması sebebiyle çok fazla repliğe rastlamıyoruz. Bu belki bir sorun değil ama seyirciyi düşürüyor. Görüntüler de karanlık. Karanlık filmleri sevmiyorum. Zira filmleri evin salonunda izliyoruz. Sinema salonu etkisinden uzağız. Gün ışığı sayesinde bazen sahneleri görmekte seçmekte çok zorlanıyoruz.

Fakat bunlar dışında beklentimizi karşılıyor. Konunun anlatımıyla, vuruculuğuyla, metaforlarıyla da iyi bir film. Bu kadar metafora rağmen didaktik bir bünyeye bürünmemesi de takdir edilesi. Benzerleri olan, çok fazla üst seviyeye çıkamayan bir film olarak da değerlendirebiliriz ama yönetmen Amirhossein Asgari'nin ilk filmi olması ekstra puanı ve saygıyı hak ediyor. Bu arada filmin sonunu ben şahsen anlamadım ama anlamam gerekiyor muydu ondan da emin değilim zaten...

İran bizi yine yanıltmadı, yine sağlam bir film çıkarmış. Yine diyoruz gerçi ama filmin yapım yılı 2014. Yani çıkaralı uzun zaman olmuş. Biz yeni gördük. Buna rağmen yönetmen Asgari, ikinci uzun metrajlısını bu sene çıkarmış. O da fazla üretmemiş. 

Neyse; biz izleyelim geç olsun güç olmasın, onlar da çeksin az olsun ama öz olsun...

Hiç yorum yok: