Perşembe, Temmuz 17

Walkabout



Yoğun geçen bir günün akşamında maç yapıp iyice kendimi zorlamış, ardından da sıcak suyu bünyeye yedirince mayışmanın sınırlarında gezinmeye başlamıştım. Uyumam an meselesiydi, buna rağmen bu filmi taktım. Kısa süresi nedeniyle (sanırım 92 dakikaydı) "idare ederim" diye düşündüm. Uyuklarsam da sonra izlerdim...

Filmi adeta gözümü kırpmadan izledim. Hatta, filmi izleyeli 2-3 hafta olmasına rağmen hala kendimde değilim. Abartı oldu belki de, en azından eskisi gibi normal değilim.

Filmin konusunu anlatmayacağım, zaten anlatamam da... İki satırla yetinek doğru olmaz. Kısacası; iki kardeş Avustralya çöllerinde kaybolur ve olaylar gelişir... Bir macera filmi gibi başlıyor ama çok sağlam bir modern dünya eleştirisi geliyor. Neyi kaçırdığımız ve neyi tercih ettiğimizi görünce, normal hayata şevkle dönmek mümkün olmuyor. Sıkışıyoruz, sıkıştığınmızı bariz bir şekilde hissetmeye başlıyoruz..

Üstelik film 1971 yapımı. Aradaki 40 küsür sene bile aslında 100 yıllık bir farka tekabül ediyor. Şu an daha da beter durumdayız. Bu film 2013'te nasıl çekilirdi mesela?

Buradan çok fazla film tavsiye etmem ama bunu ediyorum. Sinan'a söylemiştim, izlemiş ve çok beğenmiş. Demek ki benim abartım da yok... 

Yine bir kitaptan uyarlanmış filme karşı karşıyayız. Sanırım kitapla ufak tefek farkları var ama temelde anafikir aynı. Kitap da bu kadar iyi mi emin değilim, çünkü bunu, bu konuyu, bu kaygıyı, bu düşünceyi "görmek" daha etkileyici yapıyor.

En azından filmin başındaki, deniz kenarındaki evde oturan ailenin havuza girmesi detayını görmek bile, filmin sonundan bakınca daha bir anlamlı. Onu (varsa) kitapta hissetmek o kadar kolay olmayabilir. 

Keşke, üniversitede sosyoloji okurken ve antroplojiden - felsefeden çocuklarla aynı koridorda muhabbet ederken bu filmi izlemiş olsaydım.

Başroldeki Jenny Agutter'i ilk defa gördüm, gençliğinde çok hoş bir hanımmış...

1 yorum:

zafer dedi ki...

nicolas roeg çok iyi bir yönetmendir. diğer filmlerini de izle. jenny agutter'e de coupling'deki jeff hayrandı, demek ki zamanında bir iz bırakmış ingiliz toplumunun güzellik anlayışına :)