Çarşamba, Temmuz 2

Little Children


Seneler önce hangi filme gittiysem, onun öncesinde bunun fragmanını izlemiştim. Sanırım Babel olabilir. Sürekli sevişen Kate Winslet ve tren sesleriyle dolu bir fragman.. Bizim de idealist zamanlarımız, Babel falan izliyoruz işte. Haliyle dönüp bakmadık. Kate Winslet'ın heyecan uyandıracak sahneleri biraz olsun ilgi uyandırdı ama 21.yüzyılda onu da hemen unutuyorduk zaten.

Seneler geçti. Bir daha izleyelim dedim. Fragmanla pek alakası yokmuş. Fragmanları bilerek mi böyle kötü yapıyorlar bilmiyorum. Filmden beklentiyi düşük tutup, övgülere mahzar olma çabası... Çünkü bende öyle oldu. Düşük beklentilerle oturdum ekranın karşısına. Hatta tek beklentim Kate Winslet'tı...Oysa baya ilgi çekici bir konu buldum karşımda. Gerçi son zamanlarda defalarca izlenen, dizilere bile malzeme olan bir hikaye, bayabilirdi de... Yine de Desperate Housewives kadar yüzeysel değil. Bir American Beauty de değil. Arada kalmış bir film. Oyuncuların başarısı kurtarıyor biraz...

Sanırım en büyük sıkıntısı kitaptan alınmış olması. Anlatıcının çok fazla söze girmesinin nedeni bu olabilir. Bazı şeyler  sinemaya aktarılmıyor, bazı cümleler kağıt üzerinde kalınca şık duruyor. Kitabın daha doyurucu olduğunu tahmin ediyorum. Üstelik Kate ve Jennifer Conelly'e rağmen...


Hiç yorum yok: