Bu Bertolucci garip adam.. Ya efsane filmler yapıyor ya da anlamsız, boş ilerleyen filmler. Arası yok. Ama filmin afişinde veya künyesinde Bertolucci yazınca, insan da o filmden birşey çıkarmak için uğraşıyor. "Acaba ben neyi görmedim" telaşına düşüyor.
En azından 19 yaşındaki Liv Tyler'ın ortaya çıkmasını sağlamış. Hikaye de benzer bir konuyu işliyor. 19 yaşındaki Lucy ortaya çıkıyor. Bohem bir grubun içine düşen Lucy'nin annesinin ölümünden sonra yaşadığı içsel yolculuk zımbırtısı benim hiç ilgimi çekmedi ki bu da filmin neredeyse yarısı oluyor. Yaşla alakalı herhalde.... 20'li yaşların başında izleseydim ben de bu gençlik ateşine kapılabilirdim. 20'lerin sonuna gelince Jeremy Irons'un oynadığı Alex karakteri, onun hüznü ve çaresizliği daha bir ilgimi çekti. Genç bir kızın gelişiyle ateşlenen bohem bir ortamda, erken yaşta ölümünü bekleyen adamın içsel yolculuğu. Keşke Bertolucci, Tyler'ın bacaklarından çok oraya yönelseymiş. Zaten popüler kültür bize Tyler'ın bacaklarını çok defa gösterdi.
Aradan nerdeyse 20 sene geçmiş, olan olmuş artık.
Sadece film için değil, biz de yavaş yavaş kullanalım bu cümleyi... Aradan nerdeyse...
O değil de filmdeki sevişme sahnesi çok başarılıydı. Sapıkça bir söylen olarak anlaşılmasın. Arkadan çalan Rhymes of an Hour etkisi herhalde...
3 yorum:
şunu izlesene hocam.. yorumunu da bekliyorum..
http://divxplanet.com/sub/m/41743/The-Selfish-Giant.html
listeye aldım en kısa zamanda izleyeceğim
http://www.youtube.com/watch?v=SVX2adpyInM
Bir de bu vardır bu filmle ilgili... Kaçırmışsın...
Yorum Gönder