Pazartesi, Ağustos 4

Bu Şehirde Yaşamak Mucize




İngiltere'de kansere yakalanan bir kadın kendine bir liste hazırlıyor. Hastalığı yendiği takdirde, hayatının geri kalanında yapacağı, yapmak istediği şeylerin listesi... Kadın, bu illet hastalığı yeniyor ve hemen ardından listedeki hayallerini gerçekleştirmeye başlıyor.  Onlarca şeyden biri de ata binmekmiş. Ama ecelin listesi daha güçlü... Kadın attan düşerek vefat ediyor.

Six Feet Under'da bölüm başında yaşanan hadiseler gibi, tek farkı gerçek olması..

Bu olay İngiltere'de yaşanmış... Ve gerçek anlamda bir kaza. Türkiye'de ise durum çığrından çıkmış durumda. Ben evde oturan halimle katlanamıyorum, korkudan kendimi yiyorum. Her gün yeni bir havadis ile karşılaşıyoruz.

Kabataş'ta vapur bekleyen insanlara otobüs çarpıyor. İlkokul çocuklarının birbirlerine anlattığı komik olmayan basit fıkralar gibi, tek farkı gerçek olması..

Fotomuhabir, tesis kapısına sıkışıp can veriyor... Anlatsan inandırıcılığı yok, Tom ve Jerry bölümü gibi, ama gerçek. Yüzde yüz gerçek. Bu ülkenin, bu şehrin gerçeği...

İstanbul'da bir günde kaç kişi ölüyordur acaba? Hiçbir veriye dayanmayan gözlemimi yapayım, ölenlerin yarısından çoğu bir gece öncesinde hasta değildir. Çoğu sabah evden çıkarken akşam evde yemekte olabileceğini tahmin ediyordu. 

Yaşadığın bir şehirde bu hikayeleri dinlemek o kadar sinir bozucu ki... Bu hikayelerin bizim başımıza gelmemesi tamamen şans ve tesadüf. Bugüne kadar hep doğru zamanda doğru yerde olduğumuz için Allah'a şükrediyorum.  "En azından hayattayız, bu da bir şey be abi..."

Bir insan için dilenecek tek şey "Sağlıklı ve uzun ömür" herhalde. Gerisi çok da mühim değil, işin angaryası. 60'a 70'e gelirsek bir masa kurup o angaryaları hatırlayıp, konuşup, tartışırız. Bende bu var, sende ne var deriz, ama önce herkes bir gelsin o masaya...

Bunu demek kolay da bu şehirde olmuyor. Yarın trafiğe çıkacağız, sokakta yürüyeceğiz, hatta sağlamlığı süpheli evlerimizde oturacağız. Oysa Avrupalı gibi ata da binmiyoruz, adrenalin salgılayan extreme aksiyonlar da yapmıyoruz. Sadece rutin hayatamıza olabilecek en basit şekilde devam ediyoruz ama bu bile tehlikeli. Bu kadar tehlikeyle başetmek kolay değil. 

Bu şehirde akşam sağ salim evine dönebilen büyük iş başarıyor...

Hiç yorum yok: