Perşembe, Mart 31

Hot Pursuit

 


Konusu itibariyle çok ilgi çekici bir film gibi durmuyordu. Polisten kaçan iki kadın; üstelik biri polis. Bir komediye imza atıyorlar. Eh; daha önce benzerlerini gördük. Fakat çıtır film izlemek için ideal olabilirdi. Bir de baş rollerde Sofia Vergara ve Reese Whiterspoon gibi iki ünlü isim olunca, en azından boş projenin altına girmemişlerdir diye düşündük.

Fakat yanılmışız. İlginç bir şekilde Vergara'nın Whiterspoon'dan daha iyi rol kestiğini söyleyebiliriz.  Gerçi o da yeterli seviyede değildi. Herhalde komedi; Vergara'ya biraz daha uygun. Fakat ne olursa olsun iki oyuncu da çok keskin bir şekilde komedyen sınıfına giremiyor. Senaryo da çok yetersiz kalınca, onlar da kurtaramadı, bizim de hoşumuza gitmedi.

Bir filmden ziyade, skeçlerin bir araya geldiği 90 dakikalık televizyon etkinliği gibiydi. Son 10 yılda, insanların uzun süreli yapımları izleyemez duruma gelmesi sinemayı da etkiledi. Gişe için film yapınca; bazı kaygılar çok fazla öne çıkıyor. 

Öte yandan komedi de çok baskın bir ezber önümüze çıkıyor devamlı. Karakterlerin salak olması! İşin kolayına kaçılıyor gibi. Zira salak karakter, devamlı salakça bir şey yapıyor ve bu çoğunluğu güldürmeye yetiyor. En sıkışılan anda, karakterimiz bir şeye takılıyor, yere düşüyor, kayboluyor, yanlış numara arıyor, yemeğine tuz yerine kırmızı biber atıyor vs...  Artık bu tip sekanslara gülemiyorum. Bu filmde de bunlarca boldan var...

Tabi ki salak durumlara düşmek oldukça komik aslında. Hepimiz bunları yaşıyoruz. O yüzden ideal olanın sıradan bir insanın hayatında yaptığı saçmalıkların komedi unsuruna dönüşmesidir. "Mizah sefaletten doğar" dendiği gibi... O sefaleti, zavallılığı vurgulamak daha değerli. Karakterin fiziksel salaklıkları artık çok sıradanlaşıyor.

Filmin IMDB notu da 5.1'miş. Daha düşük puanlı filmler görmüştüm ama iki şöhretli oyuncudan böyle düşük bir puanlı film çıkmasına şaşırdım. 

Hiç yorum yok: