Salı, Nisan 5

Sofra Sırları



Ümit Ünal'ın yönetmenliğini yaptığı hiçbir film izleyememiştim. Oysa özellikle 1980 sonu 1990 başı dönemde sinemamızda önemli yer edinen filmlerin senarist kadrosunda yer almıştı. Yani yaptıkları, yapacaklarının referansı gibiydi.

Siftah için Sofra Sırları'nı seçtim ama seçerken de zorlandım. Birçok internet sitesi filmi korku ve komedi türüne sınıflamıştı. Bu ne yaman çelişkiydi? Korku filmleri benim en sevmediğim türdü. Sırf bu yüzden izlemezdim ama Ümit Ünal kalemi ve oyuncu kadrosu filmi izlememi sağladı.

Açıkçası ne komedi, ne de korku filmiydi. Mizah dozu çok düşüktü. Kara komedi denilebilir mi? Belki. Korku ise hiç yoktu. Yani bu korkuysa... Gerilim belki. Açıkçası tüm bu karışıklıklar filmin geneline de yansıyor. 

Çok iyi oyuncular var. Demet Evgar bu tip rollerin kadını. Abartılı, çelişki karakter oldu mu onu en iyi yansıtacak isimlerin başında geliyor. Genelde kendisine çok ısınamasam da... Belki de Evgar denilince aklıma gelen en eski görüntüler Beyza'nın Kadınları'na dair olunca böyle bir bilinç altına maruz kalmış olabilirim. Öte yandan bu proje yıllar önce hazırlanmış ve finansman bulunamadığı için ertelenmiş. Ve o dönemlerde akıldan geçen isim Serra Yılmaz'mış. Hiç bu açıdan düşünmemiştim ama Yılmaz ile Evgar'ın tarzları ve havaları birbirlerini andırıyor.

Alican Yücesoy da (benim gördüğüm) ilk defa bir rolün hakkını tam anlamıyla vermiş. Fatih Al ise belki de filmin en iyisi. Set mekanı Mudanya/Tirilye de en az oyuncularımız kadar başarılı ve filme önemli bir katkı sunuyor. Bu da önemli bir yönetmen başarısına işaret ediyor.

Fakat filmde ne yazık ki bir eksiklik var. Beni kendisine çekemedi. Oysa oyuncuların başarılı olmasının bir diğer sebebi de karakterlerin iyi tasvir edilmesiydi. Orada da bir eksiklik yoktu. Fakat psikolojik bir film mi, sosyolojik bir tahlil mi, kriminal bir kara film mi, ince bir komedi mi derken ortalarda kayboluyoruz. Sanki kitap olsa daha iyi bir şey çıkabilirdi ortaya. Zira kalem sağlam. Fakat film ilerlemiyor. 

Müge Anlı'nın programına özne olan konulardan bile inanılmaz senaryolar çıkarabilecek zengin bir toplumsal havzaya sahip olan ülkenin sinemasında çoğunlukla Eltilerin Savaşı, Maide'nin Altın Günü gibi hikayelere mahkum kalındığını düşününce; Sofra Sırları faklı konusu ile saygı görmeyi hak ediyor. Fakat yine de işleyişinin yetersiz kaldığını da kabul etmek lazım. En azından, çok iyi bir film olma potansiyelini heba etmiş.

Ayrıca bir de o karanlık ve soluk renklerle dekore edilmiş ev bizim içimizi baydı. Gerçi öyle olması gerekiyordu ama  olsun; biz bunaldık. En büyük sıkıntı isi fısıltı ile konuşan karakterlerin ne dediğini anlamamaktı.Belki yabancı bir film olsa ve altyazısı önümüze düşse bakışımız ve notumuz değişebilirdi.

Yine de kurak yerli sinemanın son dönemde çıkardığı böyle bir filmden negatif bahsetmek istemem. Bu gözler neler izledi.... Sofra Sırları zaman harcamaya değecek bir film.

Son not; eğer Ramazan'da oruç tutuyorsanız, iftardan sonra izlemekte fayda var... Fragman bile buna dahil...

Hiç yorum yok: