Pazar, Temmuz 11

24.Gün / Ayrılık Vakti


3.lük maçları Dünya Kupaları'nın en gereksiz gibi gözüken ama en çok eğlendiren maçıdır aslında. Değerini pek göremez. Oysa aslında kupanın en güzellerindendir. Bu hoşluk, sadece bir teselli maçı olmasından doğan bol gol izlemekten kaynaklanmıyor. Aynı zamanda amaçsız şekilde maç izlemenin güzelliğini de hatırlatıyor.

Belki de milli takımımızın oynadığı son Dünya Kupası maçının bundan 8 sene önce oynanan bir 3.lük maçı olması bunda etkilidir. O yaz, 1 ay boyunca takım ve teknik heyet üzerinde yaratılan baskı nedeniyle, saçma tartışmalar nedeniyle, hesaplaşmalar, restleşmeler ve kavgalar nedeniyle kupadan zevk alamamış, yarı-final maçında bile "bu başarı mı, değil mi" diye tartışmış ama 3.lük maçı sayesinde yeniden futbolu hatırlamış ve sevebilmiştik.

Güzel geçen bir tatilin son anı, son akşamı değil bir öncesi daha eğlenceli, daha güzel, daha hisli olur. Bu da öyle birşey. 1 ay boyunca birçok maç izledik, yarın final var ve şampiyon belirlenecek. Bugün ise hem yarına hazırlanıp he de 1 ayın muhabbetini yapmak güzel oluyor. Suarez'ı görüp Gana'yı hatırlamak, Müller ile Villa ve Sneijder'i kapıştırmak, Muslera ile Enyema'danHandanoviç'e bütün kalecileri kıyaslamak, Forlan'ın golüyle bütün golleri hatırlamak...

3.lük maçları yıllar sonra pek hatırlanmaz ama o gün futboldan, oynanan futboldan daha öte sadece futboldan, alınan zevk 4 sene sonra oynanacak Dünya Kupası'nı 4 sene boyunca bekleme nedenidir.

Hiç yorum yok: