Salı, Temmuz 20

Gereksiz Yazı


Bambaşka bir yazı yazmıştım az önce. Az önce dediğim yaklaşık 3 saat önce. Şu şarkıyı dinleyerek. Şarkı önemli değil, sadece fon müziği olsun diye.

Çok karamsar bir yazıydı. Futbolla alakası yoktu. Bu yazının da yok. Son zamanlarda yazı yazmamam da bir işarettir; isteksiz ve herşeye uzak bir haldeyim. Bugün bir ara daral geldi, garip bir yazı yazdım. Bloga koymak için havanın kararmasını bekledim. O yazının alkollü bir halde yazıldığı izlenimini vermek için biraz. Biraz da gerçekten bira içip, son kez gözden geçiriririm diye düşündüm.

O yazı artık yok. Bugün bira da yok, şimdilik çay var. 5 dakikada herşey değişiyor. İşte biz böyleyiz. Ağza çalınan bir parmak balı arıyoruz. Balı bulmak yetiyor. Bazıları parmak değil kavanoz arıyor, biz ise parmağı bulunca değişiyoruz. Arkadaşınla telefonla konuşman da değişiyor, bloga yazdığın yazı da..


Sabri'nin bu fotoğrafı yazıya uygun aslında. Önce yuhalan sonra üçlü çek. 20 Temmuz 2010 böyle bir gün.

Yazı yazmanın zorluğu biraz bunda sanırım. Yazdığın zamanın değil okuduğun zamanın koşulları, hissiyatları önemli. Geleceği görmenin zorluğuyla eş değer yazı yazmanın zorluğu sanki. Ya da basit bir ukalalık yapıyorum şu an.

Şu anda yazarken kıvranmamın ve bu yazıyı bitirememin nedeni de bu. Az sonra ne olacak bilmiyorum. Az sonradan kastım 2-3 gün sorası da olabilir. Bunu bilemeyince, bu yazının nereye bağlanması gerektiğini de bilmiyorum. Şarkı devam ediyor diye yazıyorum hala.

En azından şu bir gerçek; akşam üzeri yazdığım yazı, karamsar bir yazıydı ve o yazının vakti illa gelecektir, seveni de daha fazla olacaktır. Arşivde duruyor. Bu yazı ise en fazla 1 hafta ömürlüdür, kimsenin de umrunda değildir.

3 yorum:

Sinan Yılmaz dedi ki...

Hayrola?

kutay dedi ki...

özel bir şey yok, yazasım geldi..
hayır olsun tabi bu arada..)

Manuel Calavera dedi ki...

Karamsar yazilarin zamani illa ki gelir. Ama tum yazilar gibi onlarin da zamani gecer, unutulur giderler.

Sabir, umut, cesaret...