Rahatsızları, delileri, farklı olanları, farklı düşünenleri seviyorum. Deliliğin işaretlerinden biri de herhalde bir kale direğiyle konuşmaktır, ona şükretmektir.
Muslera, dün Gyan penaltıyı direğe nişanladıktan hemen sonra bunu yaptı. Ne kadarı samimi ne kadarı endüstriyel futbolun şov kısmına yönelik bilmiyorum. Ama hoşuma gidiyor işte. Normal bir davranış değil çünkü, dünya kupasının çeyrek finalinden bir kale direğiyle konuşmak.
24 yaşındaki Muslera'nın tipi, mahallenin abilerinin "gel kaleye geç" teklifine sırf abiler çağırıyor diye evet diyen, daha sonra büyünce de amatör kümede kaleci olan çocuklara benziyor. 3 milyonluk ülkenin zorla kaleye geçirilmiş genci gibi duruyor. Sempatik, naif bir suratı var. Hem böyle saf çocuk tipine hem de direkle konuşan bir ruhsal bozukluğa (!) sahip. Penaltılar başlayınca, Urugay ve Gana yerine Muslera'yı desteklemek geldi içimden.
O da 2 penaltı kurtararak (penaltılar kötü atılmış olsa dahi) ulusal kahraman oldu. Delilerin kahraman olarak milyonların bağrına basıldığı tek yer futbol sahası belki de. O yüzden seviyoruz bu oyunu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder